Birisini veya birilerini düşünün. Sizin üzgün olduğunuzu sesinizden anlayan, mutlu anınızda sizden daha çok mutlu olan, çirkin olsanız da, güzel olsanız da, başarılı veya başarısız olsanız da sizi seven birisini veya birilerini düşünün.

Bu ailedir. Saydığım özellikleri taşıyan ve sizinle kan bağı olmasa bile o sizin ailenizdir. Eşiniz, yakın dostunuz, manevi sevgi duyduğunuz kişiler ile kan bağınız yoktur ama ailenizdir.

Ailenize karşı bazen sitem edebilirsiniz. Onlara sinirlenebilirsiniz veya onları sinirlendirebilirsiniz. Hatta istemeden kalplerini kırabilirsiniz. Ancak asla aldatamazsınız. Bazen, “Bir insan sevdiğini, ailesini nasıl aldatır?” diye derin derin düşünüyorum.

Biz öyle bir milletiniz ki, başka bir marketin poşetleri ile farklı bir markete girmemeye özen gösteriyoruz. Ancak şeytanın yakın arkadaşları çok. Kendilerini iyi zanneden, kimseye zararım yok diyen, ihanet ettiğim kişi öğrenmezse sorun yok diyen arkadaşlar. Ünlü bir filozof derki, “insan, nefsini dinlemedikçe insanlaşır.”

Sevdiklerinizin, ailenizin sevgisini hak edin. Birisi, size ihanet ettiğinde değil, başkası sevdiğinize, ailenize ihanet ettiğinde sizin veya sevdiğiniz insanın yaşayacağı, hissedeceği duyguyu düşünün. Ne kadar zor değil mi? Siz, ihanet ettiğinizde işte bu zorluğu yaşıyorlar. Neye, hangi inanca inanıyorsunuz bilmiyorum. Ancak her inançta her toplumda sevgiye nankörlük etmek kabul edilemez. “Hayatınızdan kötüleri çıkarın ve unutmayın ki ihanet gizli yapılır ama asla gizli kalmaz.”

Esen kalın.