Ülkemizde siyasetin topluma etkisini araştırmak üzere yurtdışından akademisyenler çağırsak ve son yirmi yılı inceleseler. Halkımızın toplumsal sorunlara karşı verdiği cevapları falan projelerine ekleseler, ülkelerine döndüklerinde sanırım çeviri hatası oldu diye bizi anlamak için uzunca bir mesai harcarlardı.

Bir zamanlar "Ama yol yaptılar" vardı meşhur. Siz eğitimden bahsediyorsunuz mesela okullaşma oranlarından, üniversite sınav sonuçlarındaki netlerin düşüklüğünden falan böyle bir cevap geliyor.

Sonra bunun yerini "Ama sağlıkta iyiler" geldi. Ülke mülteci doldu. Milyonlarca yabancı insana nasıl bakacağız? İstihdam alanlarını ucuz iş gücü ayağına doldurdular falan derken böyle bir cevap geliyor.

En gariplerinden biri de "Çaldılar ama yaptılar" oldu. 17-25 Aralık olayları, sıfırlanan milyonlar, dolar kurlarının hızla yükselmesi, ülke öz kaynaklarının hoyratça savrulması falan derken. Bir güruh bizi hırsızlığı içselleştirip kabul ettirmeye, ikna etmeye çalıştı. Siyasetçilerin hırsızlık yapmasının normal olduğunu "bal tutan parmağını yalar" atasözüyle anlatmaya çabaladı.

İlerleyen süreçte "Ama dış güçler" uzunca bir süre verilen tek cevap olarak kaldı. Tarımdan bahsediyorsunuz mesela domates 30 lira olmaz arkadaş bu ülke milyonlarca hektar araziyi ekmeyi bıraktı çiftçi isyanda diye anlatırken harika bir dış güçler cevabı geliyor.

Son yılların efsane cevabı ise tartışmasız "Ama SİHA yaptık" oldu. Halende güncelliğini koruyor. Alım gücü düştü. Market, akaryakıt, kiralar ve faturalar uçtu insanlar ödeyemez hale geldi diye anlatırken size Siha cevabı geliyor.

Bazıları ise insanlar cahil ondan böyle konuşuyorlar diye düşünüyorlar. Yanlış. İlginç bir şekilde en okumuşu da en cahili de aynı cevabı veriyor. Bu psikolojik/klinik bir durum, bu kadar çeşitli insan bu konulara bu kadar alakasız aynı cevapları nasıl veriyor? Hepsi her gün A Haber izliyor olamaz. Hepsi her gün siyasetçileri takip ediyor olamaz. Hepsine bu cevaplar mantıklı geliyor da olamaz. İşin içinden çıkamıyorum. Aklım almıyor bu olayı.

Eskiden keyifli sohbetlerimiz oluyordu. Farklı düşüncedeki insanlarla tartışıyorduk. Öğreniyordum, kendimi onların yerine koyuyordum. Düşüncelerimin ufkunu genişletiyorlardı. Maalesef seviye çok düştü. Şimdi ise bu cevaplar gelince "mavi ekran" veriyorum. Kendimi yormak istemiyorum. Sizde yormayın kendinizi dostlar. Çünkü bir yere varacak bir iletişim modeli değil bu.

Yılda bir kez tatile gidemiyoruz diyorduk. Gitmeyin dediler.

Hayatımız boyunca çalışsak bir ev alamıyoruz diyorduk. Almayın dediler.

Bir tane araba alalım bari diyorduk. Binmeyin lüks oldu dediler.

Kırmızı et, domates, patlıcan, biber bile alamaz olduk diyorduk. Yemeyin dediler.

Elektrik doğalgaz faturaları uçtu ödeyemiyoruz diyorduk. Yakmayın dediler.

O kadar okuduk mesleğimizi yapacak istihdam alanı yok diyorduk. Çalışmayın dediler.

Burada iş bulamayınca yurtdışına gidelim o zaman dedik. Defolun gidin dediler. Sizde haklısınız...