Bu hafta çok uzun bir süre sonra köşemden tekrardan sizlere ulaşmanın mutluluğu ile yazıyorum. Bu süre zarfında gerek mesajlarıyla gerek yüz yüze köşe yazılarımı takip ettiğini söyleyip, tekrar yazmamı isteyenlere özellikle teşekkürlerimi sunuyorum. Vatani görevim sebebiyle uzunca klavyemden, kalemimden uzak kaldım. Ama görevimi bitirip yine köşeme, kalemime ve klavyeme kavuştum. Bu duygularla hepinize kucak dolusu selamlarımı iletiyorum ve yeniden merhaba diyorum.

Şehrimden ve köşemden uzak kaldığım bu süre boyunca çok farklı tecrübeler yaşadım. Çok farklı Dünyalardan insanlar tanıdım kendi hallerinde. Ülkemin dört bir yanından insanlar. Ve şunu söylemek istiyorum kesinlikle memleketimin taşına, toprağına, insanına kurban olurum. Tamamen abartısız ve duygusallıktan uzak söylüyorum bunları. Kimi zaman kızarız, öfkeleniriz; kimi zaman birbirimizi yeriz ama hiçbir yer bizim gibi değil unutmayın. Belki bundan sonrada yanlış gördüklerimizi yine söyleyeceğiz, belki yine hiç kimsenin hoşuna gitmeyecek her şeyi söyleyeceğiz ama yine altını çize çize söylüyorum memleketimi de insanımı da seviyorum bu aklınızın bir köşesinde hep kalsın.

Anladıkları dilden konuşalım

Bu süre zarfından uzaktan, elimden geldiğince şehrimi, ilçemi takip etmeye çalıştım. Bu girizgahtan sonra bu şekilde bir köşe yazmak istemezdim ama özellikle ikinci üniversite SUBÜ kampüsü konusunda düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Takip ettiğim kadarıyla ilçemizde siyasetçisinden, sivil toplum kuruluşuna kadar birçok kişi ya da kurum bu konuda ortaya sebep ve belgeler sunarak neden Karasu olması gerektiğini paylaştılar. Zaten hepiniz bu sebepleri biliyoruz. Normal şartlar altından kurulmaya en uygun yer zaten Karasu. Buna evet. Ama ben ilçemizin önde gelenlerinin sunduğu bu sebeplerin hiçbirine katılmıyorum. Eğer SUBÜ Karasu’ya kurulacaksa sebepleri bunlar değildir. Tek bir sebebi vardır. Geçmişten bugüne Karasu’ya yapmadıklarınız, yapamadıklarınız, zamanında yapamadıklarınızdan sebep belki de bir özür dilemek nedeniyle bunu yapmalılar. Yıllardır Karasu ismini kullanıp reklam yapanlar, isimlerinin ve temsil ettikleri yerlerin PR’larını yapanlar bir zahmet bir kez de Karasu’ya gerçekten samimi bir iyilik yapsınlar. Limanın nasıl yapıldığını kaç sene sürdüğünü hatırlıyoruz. Gözümüz hala bitemeyen değil, başlayamayan demiryolunda. Hayallerimiz kurulamayan fabrikalarda, yapılamayan turizm yatırımlarında. Hayatımız sular altında kalan hastanede. Ve daha niceleri, şimdi kendimize biraz samimi olalım. Vicdanlı olalım. Karasu bugüne kadar ne zaman hak ettiğini aldı. Hak ettiği değeri gördü. Bu kampüsün kurulmasına karar verenler fay hatlarının geçişine, trafik işleyişine, arsa büyüklüğüne vb. sebeplere bakacak olsalar zaten yatırım çoktan Karasu’ya yapılırdı. Belli ki onlar bunları değerlendirmiyor. Ve belki de onların anlayacağı dilden konuşmak gerekiyor. Hangi siyasi görüşten olursanız olun bu dilde ortak görüş yaratmalıyız. Bunların haricinde en azından kendi gücünde, kendi yağında kavrularak Karasu’ya hizmet edenlere de teşekkür edilmeli. 6 ay uzakta olup geldikten sonra öncesinden daha iyi bir Karasu buldum. Daha da iyi olacak inşallah. Ama ilçemiz dışındaki konularda fikir birliği edemezsek hep kendi yağında kavrulan bir ilçe olarak varlığımızı sürdürür, borç bataklığından kurtulamayız.