İçim güneş kokuyor, bütün gerçeklerimi yitirdim. Biliyorum özlemiyorum güzel adamı ama bazen işte anımsıyorum kokusunu kesik kesik ki ben bile bile kaybettim hatta yaza yazdım…

Seviyorum zırvalıklarımı…

Kafamda birikmiş ölü kuşların esareti aşka dönüşemez hem kaçacak hatta dövüşecek bir nefes yok.

Artık hatıralar resmedilmiyor

Unutmayın hatta aynı karelerden yaşanır…

İçime sığdıramadığım hasretim benim. Belki de toprağını hiç bilmediğimden sert bu susmalar hem sessiz gülüşmelerin ölü bedenine bir faydası yok ki zaten ben çok özledim…

Hayat çok kıyısız o yüzden ölüm gelmeden sarılın sevdiklerinize…

Sadece kırık dökük bir anı var hatıramda, gerisini yazamıyorum salak kafam durdu.

İp ile gökyüzüne çıkın aşağı belki o zaman kusursuz oluverir.

Göğüsüm de birikenlerin hükmü belki de şiirlerin satırlarındadır…

Artık kaçamıyorum zihnimdeki deliliklerden,

kaçmak rövanşı düşürmektir. Sen kendine güven aşk zaten palavradır…

büyüdüğün sokakların gölgesini yaşarsın bazı çırpınışlar vedadır, kalbimden gidecek kadar yalandır. Şimdi sığmayan kadehler kefaret olan cinayetler… tıpkı telsiz seslerine giden kanlı çığlıklar gibi…