Anadolu’nun Türklere kapılarının açıldığı tarih olarak kabul edilen 1071 tarihinde Malazgirt’te Sultan Alparslan’ın ordusu, kendisinden 4 kat büyük Bizans ordusunu yenmişti. Bu savaş, inancın ve cesaretine seri bir ordunun ve komutanın başarısıydı. Sadece akla gelen ilk örneği verip tarih dersi vermeyeceğim.

Karasu’yla ilgisi nedir derseniz, aklıma bu betimleme geldi. Karasuspor, Bölgesel Amatör Lig kapılarını açmak ve devamında 3.Lig yolunda ilerlemek için kısıtlı imkanlarla mücadele eden bu ilçenin marka takımı. Evet, Karasu’da sadece Karasuspor yok, hepsi bu ilçenin takımı, hepsi bizim sporcumuz, bizim gençlerimiz ama her ülkenin, her şehrin ve her ilçenin bir vitrin ve marka kulübü vardır. Bunun da tercihini biz yapmıyoruz. Türkiye ligleri bile dört büyüklere göre şekillenirken biz adalet dağıtamayız, gücümüz de yetmez.

Karasuspor’a hiç dönüp bir baktınız mı? Takımın yaş ortalaması kaç? Başkanı ve yönetimi kim? Kimlerden maddi ve manevi destek alıyor? Karşılarındaki kulüpler kim ve arkalarındaki destekçileri kimler? Dışarıdan bunların hiçbiri maalesef görünmüyor ya da görme imkanı olanlar da görmek istemiyor. Ben biraz özetleyeyim:

Karasuspor’un kadrosunun yaş ortalaması 20 ile 22 arasında. Kanatlarda 17-19 yaşında bıçkın gibi adam var. Liseyi bitirmiş, üniversitede okuyan adam bu sezon BAL’da oynayacak. Sakın! Sakın çoluk çocuktan kurulu takım demeyin. Geçtiğimiz günlerde kutladığımız İstanbul’un Fethi’ni gerçekleştiren 21 yaşında delikanlıydı hatırlatırım. Bu delikanlılar da 3.Lig’i fethederse kutlarsınız diye şimdiden diyeyim.

Takımın bütçesi 500 bini geçer, ulaşım, konaklama, yeme, içme, cep harçlığı, sakatlanan oyuncunun tedavisi, malzemesi, sahası daha sayamadığım onlarca gideri hesap edersek 500 bin lira bir çocuğun bayram harçlığı gibi ufalır, yok olur gider. Duyduğumuz, bildiğimiz, arkalarından söylenen ve önlerine taş konulan çok şeyi biliyoruz, duyuyoruz ama bunları yazmıyoruz. Yazılmaz. Notunu alıyoruz, keser-döner misali kulağımıza küpe…

Bu ilçenin şu an için sadece bir marka ve vitrin takımı var. İlçenin en büyük reklam imkanlarından biri. Burada taraftara da çok iş düşüyor. Gittikleri her yere Karasu’yu götürüyorlar unutmasınlar. Siz dışarıda ne iseniz Karasu da o… Siz tribünde, futbolcular sahada Karasu’nun aynası konumunda.

Hazırlık maçlarını gördük. Rakipleri gördük. Bütçelerini, takımın yaş ortalamasını gördük ve sahip oldukları imkanları, tesislerini duyduk. Üzüldük hem de çok üzüldük. BAL öncesi hazırlık maçı yapılan takımların her biri üst düzey imkanlara sahip. Bütçeleri 5-6 milyon lira. Tesisleri ve imkanları keza öyle. Araçlarına bakıyorsun, ilçe belediyelerinin otobüsleri. Kimisinin aşçısının parasını belediye veriyor kimisinin masörünün maaşını.

Biz ise burada futbolcu sahaya çıkınca ayağına aldığı topu garipsemesin, adaptasyon ve kontrol süresini maçın dakikalarından yemesin diye tanesi bin liradan 25 adet top alıyoruz, 15’i çalınıyor. Deplasmana giderken otobüs için minnet rica, antrenman için minnet ricayla uğraşıyoruz.

Yıllardır söylüyoruz. Spor kulüpleri, ilçelerin vitrinidir. Marka spor kulüpleri başta olmak üzere takımlar desteklenmelidir. Ve en önemlisi hem süper ligde hem BAL’da belediye desteği olmayan takım başarılı O-LA-MAZ! Bir yere kadar olur. Sonrası boyunu aşıyor beyler.

27 yaşında tecrübeli adamın karşısına 20 yaşında bıçkın bir delikanlı çıkartan cesur bir takımımız var. Belediyenin tesisinde konaklayıp hazırlanan, belediyenin otobüsüyle ve başkan, başkan yardımcısıyla deplasmana gelen rakiplerimiz var beyler. Cepten harcanarak, bağış ve Karasu sevdalılarının destekleriyle toplanan bütçeyle 5-6 milyon bütçesi olan kulüplerle aynı sahada ter döken cesurlarımız var beyler. En önemlisi, devralan ya da bize kaldı diyerek de olsa bu ilçenin vitrinine ve markasına sahip çıkan gönüllü babalık yapan başkan ve yöneticiler var. Bu adamlara, bu kulübe cesaret veremiyorsanız bari arkalarından laf söz edip de cesaretlerini kırmayın. Destek olmuyorsanız da köstek olmayın. Ayaklarına değecek bir taşı kaldırsanız bile fayda. Merdiveni tırmanmak ilk basamakla başlar unutmayın.