Çocukların da tıpkı yetişkinler gibi morali bozulabilir, gerginlikleri artabilir ve adeta çok kederleri var gibi muazzam bir ruhsal sıkıntı içine girebilirler.

Ancak onlar yetişkinler gibi ''benim bir derdim, üzüntüm var'' diyemezler. Çocuklar, sıkıntıları olduğunu, mutsuz olduklarını sahnede sergiledikleri davranışlarıyla gösterirler.

Bazen sahnede sergiledikleri davranışlar diğer insanlara bir şımarıklık gibi gelse de asıl önemli olan ve bakmamız gereken yer "kulis" yani çocuğun iç dünyasında neler olup bittiğidir.

Çocukların iç dünyasına girebilmenin ve onları anlayabilmenin en güzel yolu çocukların oynadıkları oyunları, oyunları oynayış şekillerini gözlemlemektir. Çocuklar hissettikleri olumlu ya da olumsuz duyguları oyunları üzerinden yansıtırlar.

Çocuk yaşadığı olumsuzlukları "benim bir derdim" var şeklide değil oynadığı oyunlar ve yetişkinle kurduğu ilişki üzerinden anlatır.

Aileler, çocuklarının duygu ve davranışlarında gördükleri birçok durumu değiştirmek için uzmana başvurabilirler. Uzmanlar öfke, kaygı, üzüntü, korku gibi duygusal sorunları, saldırganlık, arkadaş veya kardeş geçimsizliği, tırnak yeme, yalan söyleme, uyku ve tuvalet sorunları gibi davranış sorunlarında çözümlere ulaşırken, çocuğun "iç dünyası" hakkında bilgi toplamak için bazı projektif testlerden yaralanırlar.

Resim çizme de bir projektif test yöntemidir. Bu resimlerde çocuğun kendini nasıl algıladığı, duyguları, tutumları, kişilik özellikleri, genel zihinsel işlevleri, ailesi ve çevresi hakkındaki görüşleri ile ilgili bilgi alınır. Çocuktan bir insan çizmesi, aile çizmesi, hayvan ailesi çizmesi, ev, ağaç, insan çizmesi, dünyasını renklendirmesi veya belli bir konuda resim çizmesi, resimlere uygun öyküler anlatması istenir, bu resimler hakkında sorular sorulur. Bu resimlerde estetik bir beklenti, "doğru yanlış" yoktur, içindekini yansıtan çocuğun yaptığı her şey geçerlidir.