Bu sürecin bir nebzede olsa deneyimini yaşamıştık, lakin yaşadığımız günlere belki de biraz daha zor günlere geri dönmek bizleri düşündürürken korkutuyor. Hem korku hem kaygı taşıyıp hem kendimiz hem de sevdiklerimiz için doğru olanı yapmaya çalışıyoruz. Tüm bunlar olurken yaşamı dört duvar arasında paylaşmamız gerekiyor. Ancak bu belirsiz süreci evleri olmayanları, evlerinde güvende olmayanları, hastaları, yalnız kalanları, uzakta ki yakınlarımızı ve nasıl etkileneceğimizi düşünerek kimi zaman halimize şükrederek kimi zaman tehdit altında hissederek geçiriyoruz.

Bu duygu durumlarının doğal olduğunu unutmamalı ve hem kendimiz için hem de çevremiz için güvenli alanlar yaratmalıyız, fiziksel olarak uzaklık yaşasak da sosyal olarak bağlarımızı devam ettirmeliyiz.

Çocuklar sürecin içinde hem bilinçli hem de bilinçsiz olarak yaşarken, süreci en az zararla atlatmaları yetişkinlerin elindendir. Bu salgın virüsü çocuklarla konuşabilmek için önce çocukları dinleyin. Çocukların kaygılarını asla hafife almayın, kaygılarının nasıl geçmesi gerektiğini doğru davranışlarla sağlayabilirsiniz. Salgınla ilgili sordukları sorulara cevap verirken doğruluğundan emin olduğunuz cevaplar verin. Bilmediğiniz bir konu da ise ‘araştırıp bilgi vereceğim’ ve ya ‘ bende bilmiyorum, fakat beraber öğrenebiliriz’ demekten kaçınmayın.

Virüsün gözle görülemeyecek kadar küçük bir mikroba benzediğini ve kişiler arası hızlı bulaştığı için dünyanın önlem aldığını söyleyin. Çocukların bu salgından korunabileceğini, su ve sabunla ellerini yıkayıp, temizliklerine ve beslenmelerine dikkat etmeleri gerektiğini, iyi uyuyarak hastalıklarla savaşabileceklerini anlatın. Elbette bu durum yetişkinler içinde geçerlidir. Çocuklar bilgiyi televizyon veya sosyal medyadan değil sizden almalıdır, yaşına uygun olmayan haberleri izlemesinden kaçının, gerekirse kısıtlama getirin. Çocuklara ihtiyaç duyulduğu kadar bilgi aktarımı yapın ve dilinizi sadeleştirin, ancak uzun veya derin açıklamalardan kaçının.

Çocuklar için beraber üretilebilecek aktivitelerin olduğunu unutmayın, gerekirse çocuğun yaşına uygun kendi döneminiz oyunlarını oynayın ve unutmayın ne olursa olsun bir müddet sonra sıkılmalar başlayacaktır, bu normaldir. Bizlerin zorlandığı gibi çocukların da zorlanması olasıdır.

Süreçten istifade çocukların motor becerilerini geliştirerek, kesip yapıştırma, yemek yapma, örgü örme, dikiş dikme, basit tamir ve temizlik gibi işleri birlikte yapabilirsiniz. Çocuklar arkadaşlarını özlediklerinde görüntülü konuşma imkanı yoksa, mektup yazmalarını veya resim yapmalarını önerebilirsiniz. Belki de balkondan balkona yeni mesajlaşma yöntemleri geliştirebilirsiniz.

Dünyanın bu süreç içinde bizler evdeyken dinlendiğini ve kendini yenilediğini söyleyebilir veya dünya hakkında konuşabilirsiniz. Virüs bittiğinde dünya için yapılabilecekleri planlayın. Hem kendiniz hem de çocuklar için hareket etmenin önemini unutmayın ve günlük rutinler arasında mutlaka egzersiz zamanı belirleyin.

Hadi ‘Ev Bandosu’ zamanı! 2 yaş üstü her çocuk için uygundur. Mutfak gereçleri ile aile bandosu için gerekli malzemeler; tencereler, plastik salata kapları, bardak, tahta kaşık, bazı baklagiller ve boş plastik şişeler vb. Bir plastik şişenin yarısına kadar yeşil mercimek, kuru fasulye veya nohut konularak ağzı kapatılır. Başka bir şişeye yarıdan daha az makarna koyun ve sıkıca kapatın. Artık bu şişeler sizin Latin Amerika kökenli bir vurmalı çalgı aleti olan marakasınız olacak. Yere çember olup minderin üzerine oturun ve herkes önüne bir çalgı aleti alsın. Bir kişi tencere ve tahta kaşık, bir kişi bardak ve çay kaşığı, bir kişi marakasları ve bir kişide plastik kapları çalacak şekilde paylaşabilirsiniz. Ve sevdiğiniz bir şarkıyla başlayın eğlenmeye…

Unutmayın, önemli olan birlikte değerli vakit geçirebilmektir.

Bu süreç elbet geçecek. Sonunda bize ne kalacağı şuanı nasıl geçirdiğimizle ilgili…