Amatör futbolda 2022 yılının ilk haftası geride kaldı. İkinci hafta için kolları sıvarken kış şartlarından oluşan kötü hava koşulu futbola geçit vermeyince, ikinci haftanın futbol sırtına erteleme asıldı. Bana göre bu erteleme, ikinci transfer açılımına bel bağlayan, mevcut kadro derinliğini, eksik olan yerleri bu transfer döneminde onarmayı düşünen, hedefi olan takımlar için bir avantaj olarak görmek gerek. Karasu Aziziye de öyle sanıyorum ki devam eden ilk iki şansını, kalesine, orta sahasına ve de gol yollarına yapacağı takviyelerle güçlendirecektir. İlk ikinin puansal olarak şuan için en güçlü adayı olan AS Akyazı da elini güçlendirmek adına transfer düğmesine basacağını düşünecek olursak, C Grubu’nda alttan gelen ve de AS Akyazı’yı yakalamak adına, üç adımlık bir mesafeden iz süren Karasu Aziziyespor’un da hesabını, kitabını buna göre yapması gerekecek. Sonuçta son hafta AS Akyazıspor, Karasu’ya gelecek. O zamana kadar aradaki puan farkı bu şekilde kalırsa, Karasu’da müthiş bir rövanş iki takımı bekliyor olacak. Ne diyelim ertelenen futbol, ertelemeden doğacak transferlerle bütün takımlarımıza umut paketi uzatarak bu kış molasının üstünü örtelim. Umarım erteleme uzun sürmez.

BURASI TÜRKİYE

Geride kalan pazartesi günü, haftanın ilk iş gününde yorumlarını beğeni ile izlediğim Cem Dizdar’ın, Hatay - Galatasaray maçındaki savunma hataları üzerinden, ülkemizin futbol gerçeklerine parmak bastığı yorumlarını dinledim. Cem Dizdar, ülkemizde teknik adamlara yönetimlerin, yerli yabancı teknik adam tahammülsüzlüğüne dikkat çekerken, bir ayrıntıya parmak bastı, bakın savunmada ve hücumda Galatasaray neler yapıyor? Bunun için yeni gelen teknik adamı eleştirmek insafsızlık olur. BU GS çok içinde bulunduğu bir durum,bu eksikler iyi okunmadığı için, eksikler onarılmadığı için GS aynı tarz goller yiyor. Evet doğruda ne yapalım diyor modöratör, gelen teknik adamlara bu eksiklerin onarılması için zaman tanıyacaksınız? Ama diyor modöratör, “Burası Türkiye”... Cem Dizdar yanıtı nereden aklına geldiyse “Git sen onu Mancini’ye anlat. O nerede, biz neredeyiz? Onun çalıştırdığı İtalya nerede, Türkiye nerede? Burası Türkiye demekle olmuyor bu işler”. Futbolda istikrar, sabır çok önemli de benim ülkemde her şey başarıya endeksli olduğundan, biz daha çok burası Türkiye masalı dinleriz. Bitmedi, Ayşenur Aslan’ın sunduğu Medya Mahallesi’ne takıldım biraz. Orada da PCR testinin uçaklarda uygulanacağı ama otobüs yolculuklarında uygulanmayacağı konuşulurken, konuşmacı pat diye lafı gediğine koydu, “Burası Türkiye”. Evet ya her gün Corona’dan yüzlerce insan olsun, biz hala ekonomik önlemler doğrultusunda Corona ile mücadele içine esneklik katalım. Ekonomide ucan Türkiye’den bir manzara. Ölenler ölsün, kalan sağlar bizim olsun mantığı, beceriksiz ak iktidarla her alana yayılmış.

ALT YAPI BACASI VE HENDEK

Gecen haftanın spordaki gündemi içerisinde Arif Kocadağ’ın Kayserispor’a gitmesi, bazı gençleri üst yapıya çağrılıp, profesyonel yapıldıktan sonra kiralık olarak dışarıya taşınmasını medya sanki bunlar daha önce olmuyormuş gibi allayıp, pullayıp sayfalarına taşımışlar. Hele sol stoper olarak adı iyi yerlerde anılan Arif Kocadağ’ın Kayseri’ye gidişi anlı şanlı kelimelerle anlatılmaya çalışılmış ki şaşmamak elde değil. Efendin bacası tütmeyen alt yapıda baca tutuşmuş gibi, cafcaflı sözlere el insaf dememek ne mümkün. Arkadaş, bu çocuklar kendi evinde değer bulsa, gelecek için kadroda tutulsa anlarımda, kimisinin tabusu veriliyor, kimileri kiralanıyor. Hele hele Arif’in yüzde 20 payla elden çıkartılmasını ben tam bir fiyasko olarak okuyorum. Arkadaş bu çocuğu elinde tut, bu çocuk sana olası TFF çıkışında büyük kazanç olur. Hem o zaman bu çocuğu daha fazla katlamalı değerle satabilirdin. Yok yok bu Yeşil Siyah politika benim içime sinmedi. Alt yapıdan profesyonel yapılıp da kiralık verilmesi düşünülen oyuncuların isimlerinin Hendekspor’la da anılmaması bende oluşan bir başka soru işareti. Acaba nerede bir yanlış var? Acaba Hendekspor bu işin neresinde? Birisi beni bu konuda aydınlatırsa sevinirim.