Her gün iç karartan onlarca haber alıp birbirinden üzücü birçok olay öğreniyoruz belki ama... Dünyada hala iyi insanlar da var!

Yaptıkları ufacık bir hareketle insanın gözlerinden kalpler çıkaran da var, sokaklarda yaşayan minik dostlarımızı asla unutmayanlar da, hiç tanımadıkları bir insana sadece içlerinden geldiği için ettikleri yardımlarla kalpleri eritenler de...

En mutsuz, en umutsuz olduğunuz günde bile gününüzü güzelleştirecek, yüzünüzü güldürecek, "İyi ki varlar" dedirtecek harika insanlarla tanışmalıyız.

2016 yılında Hakkâri Çukurca’da şehit olan Hasan Keleş’in babası Yaşar Keleş

Manavgat’taki yangın bölgesine ulaştırılmak üzere başlatılan yardım kampanyasına Şehidimiz Hasan Keleş’in babasından adeta gözleri dolduran bir destek geldi.

Bu güzel insanları asla unutmamamız gerekiyor. Şehidimiz unutulmadı evet ama şehidimizin ailesini de asla unutmayalım olur mu?

Şehit babası Yaşar Keleş, yardım kampanyasına ineğini bağışladı ve “Ben bu ülkeye aslan gibi oğlumu şehit verdim. Bir inek ne ki? Daha olsa daha da verirdim” dedi ya işte bu söz, bu cümle kelime her neyse ne unutulmalıdır nede yok sayılmalıdır.

Hasan senin gururun, sende bizlerin gururu oldun Yaşar amca. İyi ki varsınız, İyi ki o güzel kalplerinizi bizlere gösteriyorsunuz.

DÖRT MİNİK AVUÇ

Geçtiğimiz hafta Cuma günü, yaşları 10 ila 12 olan iki kız çocuğu ellerindeki pet şişeler ile kafa kafaya vermiş yerde oturuyor. Dikkatimi çeken şey pet şişeleri ve yanlarında duran 2 kedi yavrusu oldu. O minicik avuçlarının içerisine su döküp, kedi yavrularına su içiren o minik kalpler, o kadar güzel bir kalbiniz varmış ki, inşallah bir ömür boyu o güzel kalpleriniz öyle kalır ve çok güzel yerlere gelirsiniz.

Mutlu olmak veyahut mutlu edebilmek için illa ki tanıdıklarımıza ihtiyaç yoktur. Tanımadığınız insanların da hayata karşı verdiği pozitif davranışlar ile de mutlu olabiliriz.

Siz güzel insanlar iyi ki varsınız.

NET OLUN OLUR MU?

Her insanın bir hatası illaki olmuştur. Benim de, senin de illa ki olmuştur. Ben hatasızım asla diyemeyiz. Benimde yüzüne bakmak istemediğim, hayatımdan sildiğim insanlar var. Soğuduğum insanlar var. Telafisi olur mu derseniz, yapımıza göre, benim için yüzüne bakmadığım bir insanın bende telafisi olamaz. Sabrederim, susarım. Bu sabretme öyle bir senelik sabretme de değil. Yapı meselesi dedim. Siz yüzüne bakmak bile istemediğiniz bir insanla oturup çay kahve içebiliyorsanız buda sizin yapınızı ortaya koyuyor. Ben netliği her zaman benimsemişim. Bana ya net olun ya da benden sonsuza kadar uzak olun. Siz kendi doğrularınızla yalandan, onursuzca sahtece yüzünüze gülenlerle oturmaya devam edin. Benim net oluşumdaki insanlar bana net gelenler bana bir ömür yeter. “Adamlık net olmaktan geçer” Hayırlı haftalar.