Ülkemizde trafikte dolaşımda olan tescili yapılmış yaklaşık 23 milyon ulaşım aracı var ve bunların yine yaklaşık 2 milyonu ağır hasarlı olarak kayıt işlenmiş ve onarımı yapılarak tekrar trafiğe çıkmış olan araçlardan oluşuyor.

 

Yüzdesel olarak 10 civarında bulunan bu araçlar gözümüze az görülebilir ancak burada hiç de azımsanmayacak yüzbinlerce araçtan bahsediyoruz ve bunlar sadece ağır hasar alan araçlar bunların dışında ağır hasar işlenmemiş olan milyonlarcası da aramızda dolaşıyor peki ne kadar güvenli? Bildiğimiz gibi günümüzde çok özel markalar hariç araçların neredeyse tamamına yakını robot insan işbirliği ile fabrikalarda belirli standartlar dâhilinde belirli dayanımlara sahip olarak üretilirler bunların içerisinde kaza durumundaki yapısal bütünlük de dahildir.

 

Herhangi bir şekilde hasar almış aracı gerekli düzeltmeler ve eksikler tamamlanarak trafiğe yeniden çıkabilecek hale getirmek mümkün olsa da tamamen fabrika çıkışının yapısal dayanımına ulaştırmak mümkün değildir.

 

Tabii ki burada orijinal parça fiyatlarından dolayı sigorta şirketlerinin zarar etmemek adına perte çıkarttığı araçlardan bahsetmiyorum bahsettiğim tamda aslında bu noktadan sonra başlıyor bu tür araçlar çıkma sağlam parçalarla güzel bir işçilik ile tamir edildiği ve tüm ekipmanları olması gerektiği gibi tamamlandığında ortada çok büyük bir risk görmüyorum onu birazdan anlatacağım ancak burada işin karşı tarafının ve onarımı gerçekleştiren ustaların vicdanına kalması  o aracın muadilinden daha ucuza alınmasının sebebidir.

 

Bunlara ek olarak az önce de bahsettiğim aslında onarılmaması gereken ancak gerek ülkemizde yerli veya yeterli üretimimizin olmaması gerekse sıfır otomobillerdeki pahalılık sebebiyle bu araçların satın alınıp dolaşıma girememesi ve bu araçların geri dönüşümlerinin sadece çıkma parça olarak kalmasıyla beraber her ne kadar ağır hasarlı olsalar da bu araçların belli bir değerlerinin olmasına yol açıyor. Bu sebeple de şahısların tamamen maddi kazanım amacıyla onarımını yaptırdığı yeniden yollarda dolaşan yüzbinlerce araç ortaya çıkıyor.

 

 Bu araçlar hem sizin hem sevdiklerinizin hem de diğer tüm vatandaşların hayatını riske atmaktadırlar evet belki normalde gücünüzün yettiğinden bir veya iki üst sınıf aracı elde edebiliyorsunuz ancak bunların hiçbirisi insanların güvenliğinden önemli değildir.

 

Bu araçlar ne kadar özenli onarımı yapılırsa yapılsın araçların  her araç belirli bir mühendislik tasarımının dengesi dahilinde üretilir ve kullanılan çelik, alüminyum karışımı parçaların aşırı hasar sebebiyle kesilip kaynaklanması veya çekilerek düzeltilmesi ile görsel olarak aynı görünse bile yapısal olarak aynı olmayan araçlar haline gelmiş oluyorlar.

 

Genel olarak ise yaşayanlar vardır çok daha fazla masraf çıkartırlar çünkü üzerlerindeki parçalar yine olumlu düşünelim gerektiği gibi değişmiş bile olsa çok sayıda parçanın değişmesi ve diğer eski ama sağlam olan çok sayıda parçadan uyumsuz ve daha farklı şekilde çalışacak olmaları başka problemleri tetikleme ihtimalini çok yükseltir.

 

Evet, kazalı veya hasarlı araba alınmaz mı elbette alınır ana şasiyi ve aracın bütünlüğünü etkilemeyen şekilde hasar görmüş bir aracı alıp bildiğiniz tanıdığınız ve güvendiğiniz bir yerde onarımını kendi gözetiminiz altında yaptırırsanız neden olmasın ancak bunun dışında tamamen bir kumar olarak görüyorum ve dikkat ederseniz tüm senaryoyu iyi tarafından bakarak oluşturdum ama işin birde diğer kısmı var onu da siz hayal edin ve ona göre karar verin. Dikkatli sürün, iyi haftalar.