Dünya yalan üzerine kurulmuş sözü aslın da çok doğru bir söz!

Eski hikâyelerde işte avcının anlattıkları vardı hani “bir aslan vurdum” yok “ayı vurdum” yok “domuz vurdum” biz bunlara hikâye diye gülerdik zira avcı bile olsan yalan konuşmamak gerekirdi.

Batman Gazetesinin Değerli Köşe Yazarı Aytekin Alptekin’in yazdığı köşe yazısı günümüzde yaşadığımız olayları adeta harfi harfine yazarak okuyucuları ile paylaşmış.

Alptekin;

Fakat günümüze baktığımız da hayatımız yalan dolan olmuş kimse doğru konuşmuyor!
Nedeni ne peki neden yalan atma ihtiyacı duyar insanoğlu, gerçekleri neden saptırmaya çalışır?
Bunun medeni atasözün de mi gizli acaba?
"Doğru söyleyeni sekiz köyden kovarlar dokuza almazlar" diye
Bu sözün söylenme sebebi neydi acaba atalarımız neden böyle bir deyim atmış ortaya?

Gerçeklerin acı oluşu mu?

Yani bir insanın yüzüne suçları kabahatleri söylememek mi gerekli? Ya da hastalığı, ya da tembel biri olduğu? Ya da geçmişiz istenmeyen biri olduğu?
Bu yüzden mi acaba ya da kalp kırmamak için mi gerçekler hasıraltı yapılmış?
Çıtayı biraz yükseltirsek yani ekonomiye bağlarsak bu konuda da kimse ne kadar servetinin olduğunu söylemez, bir kurum veya tüccar sermayesinin ne kadar olduğunu söylemez.

Hani derler ya “paranın ve imanın kimde olduğu belli değil " bu da bu işler için söylenmiş bir söz adama bakarsınız üstü çapul ama ölünce bir bakarsınız var yemez; yatlar, katlar arsalar…

Küçük pembe yalanlar olduğu kadar büyük yalanlar da hayatın içinde mevcut bazı yalanlar evlilikler bazı yalanlar iş ortaklığını bazı yalanlar kardeşi kardeşe kırdırır küser darılır ve bazen ölene kadar maalesef konuşmaz dargın kalırlar. Bazı yalanlar ihanet ve nefret içerikli olsa da bazıları hayat ta kurtarabiliyor ama yerini ve zamanını süresini iyi ayarlamak gerekir.

Çünkü “yalancının mumu yatsıya kadardır "

Bazen birileri kendi çıkarları için öyle iftira atar ki insanlar ölür, evler yıkılır işte bu hainler de aramızda sıkça bulunmakta ve bu korkunç insanlar maalesef gülen taraf oluyor, tabi bir lafta onlara var "son gülen iyi güler…”

Yalan ölçülü ve kaliteli işlersen çok etkin olabiliyor. Bu yalanı atanı da bağlayan bir durumdur, öyle ki; bazı insanları bir yanlıştan kurtarmak için bir kurgu yalanı kullanabilir. İşte birinin babası ya da annesi vefat ederse ve kişi uzaktaysa sakin bir şekilde gelmesi için kazasız belasız olay yerine gelmesi için, anne ya da baba çok hasta diye, anne ya da babanın hastalandığı yalanı ile geri getirip doğru yola koymak gibi. Yalanın yeri ve zamanı çok önemli ve geçici olmalı, fakat bazı yalancılar var ki bir kurgu yalan düzenler ve o yalana beli bir düre sonra olmuş gibi kendileri de inanır ve her zaman anlatır bu askerlik anıları da olabiliyor. Gençlik zamanlarında da ya da işte bir flört zamanı da olabilir oysa gerçekler zahmetli ve ya başarısız bir hayatı anlatabilir.

Oysa gerçek hayattaki en sağlam bağlayıcı ve ikna edici faktördür, bunu herkes geç te olsa anlar zira yalan anlattığınız bir konunun gerçeğini biliyorsa karşınızdaki muhtemelen size "Çevir kazı yanmasın" diyecek yani kibarca karşında ki yok diyecek ve mahcup olacaksınız.

Yalan dolan konuşmak uygulamak iyi bir şey olmasa da maalesef geldiğimiz nokta bu hiç kimse doğru konuşmuyor, konuşan olursa da inanmıyoruz artık. Yani bu hale geldik bunca yalan dolana hayata tabi ki gerek yoktu. Bu neyi gösteriyor kutsal kitabımızı doğru okumadığımızı ve İslam ülkesi olduğumuz halde İslam’ı tam anlamı ile idrak etmediğimiz anlamı çıkıyor ortaya. Korkunç bir durum bu gerçekten, Yıllar önce bir şarkı vardı hani "Yalan dünya her şey bomboş " bu gidişle boşa kürek çektiğimiz belli!

Bizden hiç bir şey olmaz bir yalancıya kim inanır ki hiç kimse!

Demek ki adam olacağımız yerde kardan …. Oluyoruz yalan da bir yere kadar olduğuna göre sonumuz yakın ne dersiniz haksız mıyım?

Yalan olmayan bir senemiz olsa, on yıl mutlu yaşarız bundan emin olun sevgili dostlar…