Uzun bir aradan sonra tekrardan merhabalar. Uzun süre buralardan köşe yazısı yazmadım. Çok kısıtlı boş zamanımı başka şeylere ayırmam gerekti. Böylelikle günün kısır siyasi çekişmelerinden, kavgalarından uzak durmaya çalıştım. Her ne kadar paratoner gibi bunları kendime çeksem de kendimi uzak tutmak için elimden geleni yaptım. Ama okumaktan ve araştırmaktan geri durmadım. Çok az da olsa merak ettiğim veya bana ulaşan bazı konuları araştırdım. Önümüzdeki süreçte bunların bazılarını dile getireceğim. Bakalım zaman neler gösterecek.

Başlık sizi yanıltmasın. Ortalıkta dolaşan sahte sosyalistlerin ağzıyla söylenmiş bir söz değil. Gerçekten herkese eşitlik. Kanunlar önünde hepimiz eşitiz. Bu yüzden uygulama da böyle olmalı. Kendimi günlük siyasi çekişmelerden veya kavgalardan uzak tutmaya çalıştım dedim. Evet, ama ilçemizde ve ülkemizde yaşanan bazı olaylar o kadar etkiledi ki hafızamda kayıtlı bir şekilde duruyor. Mesela ilçemizde bir işletme ile belediye arasında geçtiğimiz haftalarda yaşananlar. Üstünden çok zaman geçti ama ben o günlerde sadece izleyici olduğum için bir yorum yapamamıştım. Amacım yeniden ısıtıp ortalığı alevlendirmek değil. Ya da haklı haksız belirlemek değil. Aslında umurumda bile değil. Hatta konunun ayrıntılarını bile bilmiyorum. İki kurum veya şahıs arasında ki olay. Tamamen kanunların ve hukukun çözeceği bir şey. Ancak bildiğim ve içine düştüğüm başka bir olayın üstüne gelmesi merakımı arttırdı sadece. Burada derdim şu. Standart. Eşitlik. Hukukun kayıtsız, şartsız, kişi ayırt etmeksizin herkese eşit bir şekilde uygulanması. Mesela mühür fekki. Mühür fekki yüzünden yapılan yaptırım A kurumuna farklı B kuruluşuna farklı olmamalı. Herkese eşit yaptırım yapılmalı. Şimdi okuyanlar bu adam neden bahsediyor. Bunun ne alakası var diyecek. O da bende kalsın şimdilik. Zamanı ve yeri geldiğinde daha anlaşılır olacağım.

TORPİLLİ AYKIRILIK

Son yazımı yazdığım hafta gazetemiz ve sitemizden bir uyarı almıştım. Genel siyasete fazla girmeyelim. Yerel konulara yoğunlaşalım. Bir bakıma haklılar. Yerel gazete mantığında bir yeri var. Ama bu çağda yerel ve ulusal ayrımı diye bir konu olmadığını düşünenlerdenim. Sitemiz Dünya’nın her yerinden ulaşılabilir bir kaynak. Biz de Dünya’nın neresinde hangi olay yaşandıysa dakikasına haberdar olabiliyoruz. İletişim çağındayız çünkü. Tam bu sebeple buradan, okurlarımın huzurundan cevap vermek istedim. Karasu’da yaşayan bir genç, ulusal hatta uluslararası bir konuda bir yorum yapabilmeli. Sadece Enes değil Ali, Ayşe, Uğur, Kemal, Fatma ismi fark etmez, herhangi bir genç bunu yapabileceğini düşünüyorsa bu konuda uyarıcı değil, destekleyici olunmalı. Çünkü bu onun merakını, yorum kabiliyetini ve ülkesine olan sevgisini gösterir. Siyasi düşüncesi fark etmeksizin. Bu sebeple ben bundan sonra eskisinden daha fazla bir şekilde köşemde genel siyasete yer vereceğim. Çünkü Karasu’dan yazan bir gencinde ülkesi üzerinde fikir beyan etme hakkı vardır. Bunu yapabileceğim tek mecra ise burasıdır. Tüm bunlara rağmen bu fırsatı veren gazetemize ve sitemize, Ayşenur Hanım ve Nevtan Bey’e tüm köşe yazarları adına teşekkür ediyorum. Bizlere bu fırsatı verdikleri için. Ve ayrıca diyorum ki kusura bakmayın ama ben biraz genel siyasete gireceğim. Bu biraz torpilli aykırılık olacak tabi…