Bildiğiniz üzere vatandaş, siyasileri özellikle milletin vekillerini ancak seçim zamanı görür. Asil olan vatandaş, vekilini ancak oy zamanı karşısında bulur, belki seçim sonrası teşekkür için belki de ayda yılda bir başka vesileyle denk gelir. İşte biz Karasu basını olarak geçtiğimiz Cuma günü o vatandaşlar kadar şanslı (!) olamadık. AK Parti Sakarya Milletvekili Ali İhsan Yavuz, öğlen saatlerinde Karasu’ya geldi ve bir dizi ziyaret gerçekleştirerek gitti. Karasu basını ise bir korkuluk gibi durduğu yerde durdu. Partililer hatta kurum görevlilerinin bile dakikalar kala haberi oldu. Şimdi sormak istiyorum:

 

Milletvekilimizin Karasu’ya geleceğini siz ne zaman öğrendiniz sayın başkan?

 

Karasu basınının desteği, duyuruları eşliğinde pazar yerinde inşa edilecek caminin temelini atıp, protokol dizip, dua edip acele oradan ayrılırken basının niçin haberi olmadı sayın başkan?

 

Basın sadece seçim zamanı mı size lazım sayın başkan?

 

Ya da basın sizin için ne ifade ediyor sayın başkan?

 

Basın, basın açıklaması demeç haricinde siyasi haberleri, hele ki o kişi bir vekilse (seçim dışında görülemeyenlerden) kendi süzgecinden geçirerek, hatta vekile soru sorarak haber yapar. Lahmacun sipariş eder gibi paket servisi yaparcasına servis ettiğinizde yayımlayacak bir maşa mıdır basın sizin için sayın başkan?

 

Basın, parayla haber yapmaz, parayla haber kaldırmaz, Parayla sadece reklamınızı yapar. Servis ettiğiniz haberi hiçbir basın mensubu yayımlamayı uygun bulmaz sayın başkan!

 

Sayın başkan kim mi? Fotoğrafa baktığımızda herkes başkan. Kim üzerine alıyorsa… Saygılar sayın başkan!

 

Sizi en iyi biz anlarız!

 

Elazığ’da Cuma akşamı 6.8 şiddetinde ve 40 saniye süren bir deprem oldu. Yer kabuğuna yakın olması nedeniyle de Manisa depreminin 18 katı şiddetinde olan depremde canlarımız yitirildi. Doğu’nun güzel insanlarının yaşadığı güzel şehrinin acısını en iyi 1999 depremini yaşayan Sakarya halkı bilir. Yani Gakkoş kardeşim, El Aziz kardeşim, senin yaşadığını en iyi 45 saniyeyi yaşayan Sakaryalı anlar. Sakaryalı Elazığ depremine bir başka bakar, sizin hislerinizi en iyi Sakaryalı hisseder.

 

Sizin için Karasu’dan bir şey yapamadık bizi affet. Kimse ön ayak olmadı ve senin bize uzattığın eli, biz sana uzatamadık affet. Bireysel desteklerimizi ulaştırmakla yetindik. Hem Elazığ’da yaşayan hem de Karasu’da yaşayan Elazığlı dostlarımıza büyük geçmiş olsun. Allah herkesi beterinden muhafaza etsin.

 

Ellere var da bize yok mu?

 

Karasu’da bildiğiniz üzere Sosyal Gelişim Merkezi var. Haber yapamıyoruz, size duyuramıyoruz ama var. Çünkü içeride ya atom parçalıyorlar ya da devlet sırrı gizliyorlar, basına yasak. Sürekli eleştiriyoruz, haklıyız da gelelim meseleye. SGM, Karasu’ya kurulmadan önce bir kurum müdürünün talebine “Karışmayın, bizim projemiz” diyerek olumsuz yanıt verilmişti. Çünkü talep eden Karasuluydu. Karasu’dan bir siyasi parti konferans salonunu istemişti, ilçe başkanına “Siyasi partilere veremiyoruz” denmişti, tiyatroya da verilmedi. Ama gel gör ki Pazar günü bir siyasi partinin İl Divan Toplantısı için salon verildi. Demek ki bundan sonra siyasilere verebileceksiniz salonu. Yoksa ilçeden isteyince yok, ilden isteyince var, yani ellere var da bize yok mu? Ya da Ankara’da dayın olacağı gibi Sakarya’da “hamili kart yakınımdır” mı olması lazım? Yoksa bu da mı tesadüf? Mikro milliyetçiyiz diye ilçemiz insanını savunalım dedik, yoksa size karşı bir düşmanlığımız yok.