Yaklaşık iki sezondur, futbol dolabında Covid-19 salgını nedeniyle dondurulmuş vaziyette bekleyen amatör futbol, nihayet çeşitli önlemler eşliğinde olsa da başladı. Sosyal alanda çok önemli bir etkinlik olarak, özlemle beklediğimiz futbolda, önce gecen hafta Bölgesel Amatör Ligi (BAL) ve Süper Lig heyecanı için top santraya konuldu. Karasu’yu Süper Lig’de temsil hakkı için tek başına sorumluluk üstlenen Karasu Aziziyespor ilk maçında Kazımpaşa deplasmanından eli boş döndü. Sarı Lacivertli ekibin genç başkanı bu yenilgi sonrası sosyal medya hesabından şu şekilde duyurmuş: Bu hakemlerle bu lig bitmez.

Bay başkan sanırım 2-0’lık yenilgi için hakemlere göndermelerde bulunmuş. Ben de eski bir hakem, eski bir hakem hocası olarak sevgili başkana şunu hatırlatmak isterim: Her yenilgi sonrası, yenilgiyi başkalarına yüklemek adına hakemlere atıfta bulunan, bu lig bu hakemlerle bitmez dense de, hiç bu nedenle yarıda kalan bir lig, ne hatırlıyorum ne de gördüm. Bu nedenle de genç başkana tavsiyem olsun, hakemlere kötü yönetim nedeniyle suç yüklerken, kendilerinde var olan eksikleri de masaya yatırmalarını tavsiye ederim. Daha yolun başı, alınan ilk yenilgi Sarı lacivertli futbol evinin soyunma odasında iyi etüt edilip, sorgulanmalı. Ben maça gitmedim, Öncü Karasu Gazetesi ve Karasu Haberleri internet medyası adına maçı takip eden Spor Müdürü Ramazan Marmara, maçın kısa analizi içine şunu önüme şunu koydu: “Kazımpaşa az pozisyonun içinden iki gol buldu. Karasu Aziziye ise az pozisyon verdiği maçta kale önü etkinliğinde gereken beceriyi gösteremedi” dedi. Yani benim anladığım kadarıyla sarı lacivertli Karasu temsilcisinin bu yenilgi içinden çıkaracağı ilk ders, gol noktalarına çözüm üretmek olmalı.

BAZI DEĞERLER VARDIR HİÇ ÖLMEZ

Gecen hafta cuma günü Cumhuriyet’in 98.yılını kutladık. Atatürk’ün bize armağan ettiği, Cumhuriyet üstünde taşıdığı çok büyük ağırlığa rağmen, gerektiği gibi kutlanmaması adına karşısında çeşitli engeller, çeşitli kılıklar altında karşımıza çıksa da, yine de kutlandı. Mevcut İktidarın hafızalardan silmek adına uğraş verdiği, önemli Cumhuriyet kazanımlarına içten içe savaş verdiği günlerden olan, Cumhuiyet’in kuruluşunun 98.yılında bir kez daha gördük ki, bazı değerler vardır, onlar siz isteseniz de ölmezler. Biliyor musunuz Allah’ın dünyaya gönderdiği son peygamber Hazreti Muhammed Mustafa ile Mustafa Kemal Atatürk adaşlar. Hazreti Muhammed Mustafa gibi, Mustafa Kemal Atatürk de Allah’ın bir lütfu olarak unutulmayanlar listesinde birlikte yol alıyorlar. Ben bu nedenle iki Mustafa’dan başka Mustafa tanımıyorum. İkisi de dualarımda hep baş tacım olarak yaşadığım sürece benimle beraber yaşayacaklar.

BİZE BAŞKA ALTINORDULAR LAZIM (MEHMET SAİT ÖZKAN)

İzmir’e Altınordu’nun davetlisi olarak gidip de İzmir’in futbolda, alt yapıda devrim yaratan takımının tesislerini görenlerden dinliyorum. Orada birkaç gün bir organizasyonda konaklayan takımların geri dönüşte anlattıklarını dinleyince, anlatılanlar eşliğinde Altınordu’ya, başındaki düşüncenin mimarı olan Mehmet Sait Özkan’a hayran olmamak ne mümkün. Son olarak yeni inşa ettiği takımla, Altınordu’nun konuğu olan, Erenler 54 Futbol okulunun patronu Fatih Kanbur anlattı, ben dinledim. Fatih Kanbur diyor ki: Altınordu U14 yaş grubu takım sahaya sekiz teknik adam eşliğinde çıkıyormuş. Alt yapı oyuncuları için yabancı yıl dil kursu şartı varmış. Altınordu futbol evinde bir futbolcunun gelecekte sosyal hayatın içinde neler yapacağı konusunda da bilgi aktarımı var. Özetle Altınordu futbol tesisleri, Avrupa’yı kıskandırmasa bile tam bir Avrupai görünüm taşıyor. Ne diyelim inşallah futbolda alt yapı devrimi yapan, bize Mehmet Sait Özkan gibi futbol düşünürleri lazım. Kısacası Türkiye’de bir başka Altınordulara ihtiyaç var. Ancak maalesef Altınordu bizim ülke sınırları içinde kalmış. Yapılan istatistiklere göre Avrupa’da, alt yapıdan üste en önemli futbol taşıyan, dışarıya en çok futbolcu ihraç eden takımlar arasında, Ajax birinci, Shakhtar Donetsk, Sporting Lizbon onu takip eden kulüpler olarak görülüyor. Yani sizin anlayacağınız Alt yapı konusunda biz Türkiye ligindeyiz, Avrupa’ya taşınmak adına bir fırın ekmek yemek gerek.