Naif sevin kükreyerek değil.

Belki soytarıda aşıktı dünya çiçeklerine bana sevmeyi yazdır güzel adam.

İnsanlar bu dünya halinde hep bir koşturmaca içindeler ya sizin kalbiniz neyi hükmediyor. Gözlerini yazıyorum her defasında ve çok özlüyorum.

Çiçekler veda bedelidir. En çok soytarıya aittir.

Çabaladıklarım içinde yok oluyorum. Sustuklarım ise içimi bir lav gibi yakıyor zihnimde sanki cam kırıkları ile dans ediyorum. Kaçamıyorum öfkemden ve ağızımdan kaçan kirli laflardan…

Ağlamak en rahatlatıcı ama neden bunu acizlik sanıyor insanlar ben savaşıyorum dünya hali ile hatta senin gözlerinle de çırpınmak oldukça güç ne desem boş her şey ama şiirler ise yarım yamak hem prangalar daha ağır ayrıca hükmedici şekilde yani boğulacağım ben artık yüzemem.

Şiirlerim keskin bir şekilde yalan kokuyor çünkü orada hep seni özlemiyorum diyorum ama kalbim sığmıyor kelimelerin suretine. Hadi ama sizde vazgeçtiğiniz zamanlar olmuştur ve insanı delirten anlar.

Kim nerde, nasıl bilmesem de ben hep aptal olan kuşların olacağına inanıyorum çünkü her defasında balıkçının yemine düşüp ölüyorlar tıpkı aşk gibi..

Zehirli bir şey inanmak, insanı yıkıyor ve bunu başardığında delirmişsin diyorlar sana, insanlar ise hep amaçsız.

Unutma ölüm bile aşkı yok sayamazken ihanet yıkar.

Şarkılar…

Şiirler hepsi benim

Kalamadım bir kalabalık. Güler siyah şarkılar sınırsız Hadi dans edelim aşk...

Kitaplar çok güzel. Galiba yakın da aşık olacağım ve şiirlerim kaybedecek.

Duy, konuş ve hayallerin için yaşa. Kimin ne dediği ne yaptığını boş ver dünya hali oldukça zamansız.

Yine yine sev ama en çok kendinizi sevin.

Kükreyerek değil, çocukça, saf ve naif olarak sevin...