Ebeveynlerin en büyük kaygısı kuşkusuz çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek, ancak kimi zaman anne babalar iyi şeyler yapmaya çalışırken, çocuklara zarar verebiliyor.

Çocuklar, küçük yaştan itibaren ebeveynleri tarafından, ihtiyaçlarının karşılamasını beklerler. Küçük yaş çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak nispeten daha kolaydır çünkü istekler küçüktür ve aile tarafından rahatlıkla karşılanabilir.

Bununla birlikte çocuk büyümeye başladıkça istekler de büyür ve bu istekler sınırsız bir şekilde karşılandıkça aileyi zorlar, çocuğu da mutsuz ve doyumsuz bir bireye dönüştürür. Maalesef kimi ebeveyn, çocukluk yıllarından anımsadıkları bazı eksiklikleri kendi çocuklarına yaşatmamak adına – “çocuğum hiçbir şeyden mahrum kalmasın” – çocuğun bütün isteklerini anında yerine getirmeye çalışmak gibi sonu belirsiz bir yola girebiliyorlar.

Bazı ebeveynler ise çocuklarının duygusal ihtiyaçlarını karşılayamadıkları için bu eksikliği çocuğu maddi nesnelere boğarak karşılamaya çalışırlar. Sınır ve kural konmayan, “Hayır” denmeyen, her istediği anında yerine getirilen çocuk, narsistik kişilik özellikleri geliştirmekte ve tatminsiz olmaktadır. Ayrıca “Çocuğum mutlu olsun” diyerek, evdeki kuralları daha çok çocuğun belirlemesine izin veren aşırı tavizkâr ailelerde yetişen çocuklar daha bencil ve mutsuz olmaktadır.