Nazım Hikmet’in 1921 yılında Beyoğlu İstiklal caddesinde bulunan Ağa Camii için yazdığı şiir:

Ağa Cami
Havsalam almıyordu bu hazin hali önce
Ah, ey zavallı cami, seni böyle görünce

Dertli bir çocuk gibi imanıma bağlandım;
Allah’ımın ismini daha çok candan andım.

Ne kadar yabancısın böyle sokaklarda sen!
Böyle sokaklarda ki, anası can verirken,

ışıklı kahvelerde kendi öz evladı var…
Böyle sokaklarda ki, çamurlu kaldırımlar,

En kirlenmiş bayrağın taşıyor gölgesini,
Üstünde orospular yükseltiyor sesini.

Burada bütün gözleri bir siyah el bağlıyor,
Yalnız senin göğsünde büyük ruhun ağlıyor.

Kendi elemim gibi anlıyorum ben bunu,
Anlıyorum bu yerde azap çeken ruhunu

Bu imansız muhitte öyle yalnızsın ki sen
Bir teselli bulurdun ruhumu görebilsen!

Ey bu caminin ruhu: Bize mucize göster
Mukaddes huzurunda el bağlamayan bu yer

Bir gün harap olmazsa Türkün kılıç kınıyla,
Baştanbaşa tutuşsun göklerin yangınıyla!

en zor yıllarında mabetlerimizin de çok üzülecek durumda olduğunu en güzel bir şekilde anlatan bir şiirdir. Ülkemizin solcu kesimi, Nazım Hikmeti hep anladığını sanmış ama bu şiir ya da “Bende müridinim işte Mevlana”, “sekizyüz elliyedi” vb şiirleri yok sayıp, gerçek Nazım Hikmeti asla anlayamamıştır. Taksim camiinin yapılma mücadelesi yaklaşık yüz elli yıldır vardır. Fatih zamanında bu semt “Pera” olarak adlandırılıp, Yahudi ve Cenevizlilere tahsis edilmişti. 93 Harbi mağlubiyetinden sonra da Ruslar kendi Ortodoks kilisesini açmışlardır. Bölge adeta kurtarılmış bir devlet karşıtı alan gibi kullanılmıştır. Bölgede Müslümanlar için sadece küçük Ağa Camii vardır. Ama O kiliseler ayarında bir cami hem Avrupa hem de Rusya tarafından hep engellenmiştir. Abdülhamid, Menderes, Demirel, Özal dönemlerinde de niyetlenilmiş ama engellenmiştir. Hatta 1960 da azınlıklar bölgeden göç ettirilince yine de cami yapılamamıştır. Bu hikaye daha da geniştir ama bu kadarla yetinelim. Nihayet 2017 yılında temeli atılan cami 2021 de İstanbullun fetih gününde manalı bir şekilde hizmete açılabilmiştir. Aynı Ayasofya Camii şerifi gibi, adeta bir ibadethaneden ziyade Ülkemizin bağımsızlık sembolü gibi Avrupa ve Amerika’nın gözüne sokularak açılmıştır. Tıpkı kırılan diğer zincirler gibi, Bu başarının sahibi şüphesiz önce halkımız sonra da cumhurbaşkanımızdır.

Nazım Hikmet Keşke şimdi Taksim meydanına yapılan ve bu halkın inancını en güzel şekilde ifade eden Taksim Camii Şerifini görseydi de mutlu olsaydı. Ve bir zafer şiiri yazsaydı.