Her ilin, her ilçenin bir değeri, bir markası vardır. Mesela Sakarya’nın en büyük değeri ve markası Sakaryaspor’dur. Zonguldak deyince demir çelik ya da kömür akla gelir. Bir marka bir değerdir. İstanbul’da boğaz bir değer ve markadır. Birçok tarihi güzelliği gibi. Eyüp’te cami, Fatih’te Karagümrük gibi. O bölgede yaşayanların değeri. Peki, Karasu’nun değeri ya da markası nedir?

Maden deresi mi? Longoz mu? Sahil mi? Fındık mı? Ya da büyük sanayi yatırımları mı? Mesela trilyonlar harcanan BMC gibi. Sonra hiç edilen BMC gibi? Yanlış anlamayın ama bu saydıklarımın hepsi değersizleştirilmiş. Bir değere, bir markaya çevrilememiş. Yeni mahalle aynı şekilde. Balıkçılar bile memnun edilemiyor. Bırakın marka yaratmayı.

Karasu’nun değer yaratmaya ve marka olmaya en yakın olgusu Karasuspor. Hani BAL liginde oynayan var ya o Karasuspor. Bir il veya ilçenin bir spor takımı gibi markası olunca tanınırlığı da bir o kadar artıyor. Bandırma basket gibi. Ya da Akhisar gibi. Örneğin Batman’da herkes artık Hendek’i biliyor. Çünkü kupada eledi Hendekspor.

Şimdi geçtiğimiz Cuma bir açıklama izledim, okudum. Kısaca siz bir oluşum yapın, bir fikirle gelin o zaman yapmazsak konuşursunuz babında bir şeyler dendi. Evet, iş adamımız çok, zenginimiz çok. Hem de bayağı birçok. Ama anlaşılamayan bir konu var. Belediye istiyor ki siz yapın bize gelin. Biz elimizden geldiğince destek oluruz. Tamam, ama anlaşılamayan konu şu; koskoca Karasu belediyesi toparlayıcı olup bir yönetim kurulmasına ön ayak olamıyor mu? Bu ayıp ya da kanunen yasak bir şey mi? Mesela Ekrem Yüce bunu yaptı. Bildiğim kadarıyla Hendek’te bunu yapabildi. Hatta Ekrem Yüce çok büyük eleştiriler aldı. Adam hasta bile oldu belki bu yüzden. Şunlar yönetim kursun, bunlar asla olmasın dedi. Karasu Belediyesi niye iş adamlarına gidip siz yönetim kurun diyemiyor. Kurucu rolünü oynayamıyor da onlar yapsın bize gelsin, bizde elimizden geldiğince destek oluruz diyorlar. Yani kısaca Ahmet başkan olsun, yönetimini toplasın sonra gelsin bizde 20, 30 bir şeyler veririz. Ama başarı olunca, marka değerlenince tam tersi oranda sahiplenme.

İlla bir fikir ve proje mi gerekiyor. O zaman bir kardeşiniz, Karasuspor’da oynayan, spora ve bunun ekonomisine meraklı bir kardeşiniz olarak bir önerim ve projem var. Spor kulüpleri düzenli bir gelirle başarıya daha rahat ulaşıyor. Özellikle orta ve uzun vadede. Yönetimin kurulmasına ön ayak olunsun. Ve sahil parkta ki işletme ile parkomatların işletmesini Karasuspor’a verelim. Karasuspor’u şirketleştirelim. Belki bu durumlarda güvensizlik oluşur. İnsanoğlu her şeyi yapar. Bu yüzden denetim mekanizması oluşturalım. Bağımsız denetçiler yıllık incelesinler. Ayrıca bununla birlikte o tribündeki kardeşlerimize de ekmek kapısı açmış oluruz. Böylelikle o çok sevdikleri kulübe hizmet ederken evlerine ekmek götürürler. Bu çok afaki ve zor bir şey değil. Elbet kanuni zorlukları vardır. Ama aşılamayacak zorluklar değildir. Madem belediye olarak para veremeyecek durumdayız. Madem ki markamızı düşünüyoruz. Bakın önerimde para verin demedim. Sadece fikir. Belediyenin yeteri kadar gelir kaynağı var. Bunların sadece ikisini Karasuspor’a aktaralım. Hee siz bonkör davranır, bu da bizden deyip otoparkları da aktarırsanız kimse hayır demez. Sonuç olarak Karasu bizim bir değerimiz. Bu değer yok olursa ışıklandırmada, sahalarda, yatırımlarda boşa gitmiş olacak.