Her yıl eylül ayında okulların acılmasi ile beraber, okula yeni başlayan çocuklardan bazıları ebeveynlerden ayrılmakta, diğer çocuklara nazaran daha fazla sorun yaşamaktalar. Bunun okul fobisi olduğu söylemleri yayılır. Aslında burada yaşanan durum, ayrılık anksiyetesidir. Size bu durumdan biraz bahsetmek istiyorum. Yazılarımda konuları anlatırken anne üzerinden anlatıyor olacagım, bunu bakım veren manasında kullandığımı varsayalım.

Ayrılık anksiyetesi; erken dönemde verilen yanlıs uyku eğitimleri, bağlanma sorunları, travmatik durumlar vb. sebebiyle oluşabilir. Annenin, “Sen olmasan ben yaşayamam” gibi ifadeler kullanan bağımlı yapıda bir anne olması. Annenin kendi yokluğuyla çocuğu tehtit etmesi, “Annesiz kalırsın”, “Seni yurda veririz”, “Böyle yaparsan ölürüm”, “Polis gelip seni alır” gibi. İfadeler kullanması çocukta annesinin olmadığı ortamlarda kaygı yaşamasına sebep olabilir.

Bir de aşırı korumacı annenin; çocuğun yapması gerekenleri kendi yapması, dolayısıyla çocuğun hazırcı olması, çocuğun tek başına üstesinden gelemeyeceğine dair korkular oluşturabilir.

Evde kural olmayan, her dediği yapılmış çocuklar okulda, herkesin eşit olduğu ortamda kurallara uyum sağlamak istemezler. Evde tüm gün istediğini yapan, tabletle oyun oynayan çocuk, okuldaki düzeni kendi yönetemediği için okula gitmek istemez, sorun cıkarır. Bu sebeple okuldaki düzeni evde de devam ettirmek önemlidir. Evde de rutinler oluşturmak gerekir. Bunlar; evde gün içinde yapılacakları çocukla sırasıyla paylaşmak. Öğün porsiyonlarını çocuğa göre ayarlamak, yemezse ısrarcı olmamak, yemek saatleri dışında abur cubur vermemek vb..

Bunların öncesinde, çocuğun gideceği okulu daha önce görmesi, öğretmeniyle tanışması uyum etkinliklerine katılması her çocuk için önemli. Eğer çocuğunuz ilk hafta okula alışamadıysa mutlaka uzman desteği almanızı öneririm.