Bir süredir gerek pandemi sürecinin etkileri gerekse otomobile olan ve 2 yıla yakın süredir ekonomik tablodan ötürü ertelenen talebin ucuz krediler sebebiyle ateşlenmesiyle ortaya çıkan ve bir yıl öncesinin satış rakamlarını katlayan araç alımlarına yol açan bu alım iştahı sonunda devlet tarafından bir nebze de olsa frenlenmeye çalışılıyor. Bunu nereden görüyoruz öncelikle yapılan örtülü repo faiz artışları ardından devlet bankaları tarafından zararına kullandırılan kredilerin oranlarının 0.49'lardan 1.24'lere çıkartılması ile alımların önüne geçemeyen merkezi hükümet cari açığın en büyük kalemlerinden biri olan otomobil sektöründe ithalatı frenleyebilmek için sonunda çareyi birkaç sınırlı model dışında neredeyse tüm araçlara eklenen astronomik vergilere sarılarak yapmayı seçti.

Kimileri bu derece inanılmaz vergilerin mal edinme hakkına aykırı bir karar olduğunu savunurken kimileri sadece fiyatların pahalılığından yakınıyor. En başından beri izlenen politika tamamen yanlış. Siz piyasalara o kadar derin ve sık şekilde müdahale etmeye başlarsanız her noktada başka bir dengesizliği tetiklersiniz tıpkı bedavaya yakın ve zararına verdiğiniz kredilerin ekonomiyi hareketlendirmeye yetmemesi bir yana insanların stokçuluk yapmasına bu işlerin herkes tarafından kısa süreli bir kazanç kapısı olarak algılanmasına yol açtı ve herkes araç alır satar oldu. 2. el araçlar sıfırından pahalı hale geldi ve nihayetinde bu araçlar son tüketicileri ulaşmadı bile.

Siz tek görevi Türk Lira'nın değerini korumak olan Merkez Bankası'nın özerkliğini elinden alır saygınlığını ve güvenilirliğini yok ederseniz üzerine olmayacak hedefler açıklatıp onları tutturamadığı zaman uluslararası piyasalarda TL'ye güven biter işte böyle karaborsacılar çıkar. Hem serbest piyasa ekonomisi diyeceksiniz hem de her gün piyasada karşılığı olmadan TL'nin reel faizini düşüreceksiniz bu mümkün değildir. Değil bu milletin kasası olan merkez bankasının rezervinden yandaşlara ve katarlı dostlarınıza ucuzdan sattığınız 105 milyar dolar isterseniz 825 milyar dolar satın piyasadaki arz - talep kanununu yenemezsiniz. Her şey benim dediğim gibi olacak diyen sayın devlet büyüklerimiz bunun böyle olmadığını gördüğünüzü faizleri yeniden arttırmaya başlamamızdan dolayı onu anlayabiliyoruz ama bunu anlayabilmeniz için 105 milyar dolarımızı neden yok pahasına sattınız? Neden bu devleti ve parasını tüm dışarıdan gelecek ekonomik şoklara tamamen dayanıksız hale getirdiniz?

Bunları anlatıyorum çünkü en başta bahsettiğim ÖTV zammının çıkış noktası tamda bu yaşananlardır. Adalet, özgürlük, güçler ayrılığı, ileriye dönük yapıcı dış politika konularında yapılan hatalar zaten kendi kendine yetemeyen ekonomimizi gitgide yok etmeye başlamıştır. %220 ÖTV var ülkemde ancak bizi kıskanan Almanya’da % 16 sadece ve sadece %16! . Tüm vergiler dâhil 100.000 Euro fiyatla satılan aynı otomobilin ülkemizdeki satış fiyatı tam 3.000.000 TL yani 340.000 Euro yani 1 araç kendimize 2,5 araç devletimize almak zorundayız!

Hep söylüyorum üretmediğimiz sürece bu şartlar daha da ağırlaşarak vatandaşımızın cebini yakmaya devam edecek. Bizleri ancak yapılacak reformların ardından çalışmak, üretmek ve ihracat yapmak kurtaracaktır.