Hamile bir bayan Eylül ayı sonunda Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne (SEAH) gider ve kalp damar cerrahisinde muayene olur. Gerçi o randevuyu da SEAH’ta görevli bir yetkilinin özel randevu sistemiyle yakın tarihe alabilir.

İlçeden giden bayan, muayene olur ve doktor ultrason ister. Hastamız, 29 Eylül’e ultrason randevusu alır ve çektirir. 4 Ekim tarihinde doktorun poliklinik aldığını ve randevu almadan gelerek sonucu gösterilebileceği söylenir. O tarihte de aynı doktora gider ve ultrason sonucunu göstermek ister.

Fakat, “1 Ekim itibariyle yeni sistem geldi ve randevusuz sonuç gösterilemiyor” yanıtını alır. Aldığı cevap karşısında şok olur. “İlçeden geliyorum, üstelik hamileyim. Bu uygulamadan da haberim yok. Sonuca baksanız da mağdur olmasak” dese de olumsuz yanıt alır ve ilçeye geri döner.

Çağ atladığımız sağlıkta bir poliklinikten randevu almak için en az 15 gün sonrasını beklerken, bir de ultrason sırası alıp, o sonucu göstermek için de en az 15 gün sonraya randevu yakalayabilmek ne kadar vicdani? Ayak ağrıları nedeniyle ilaç bile kullanamayan hamile bir bayan, netice alabilmek için tam 25 gün bekletiliyorsa bunun neresi vicdani? Aynı hastaya da Karasu Devlet Hastanesi’nde parol serumu verilmemiş ve evine gidip dinlenmesi tavsiye edilerek iki gün süreyle ağır halsizlik ile mücadele edilmesi sağlanmıştı, onu da geçen haftalarda yazımıza almıştım.

Derken Karasu’da bir aile sağlığı merkezinin duvarında şu yazıyı gördüm: “Kontrollü sosyal hayat döneminde sağlık hizmetlerinin güvenle devam etmesi için randevulu sisteme geçilmiştir. Randevusuz hasta kabul edilmeyecektir. ALO 182, MHRS veya e-NABIZ üzerinden randevu alınız” şeklinde…

Tevafuk ki o esnada bir eczacı ağabeyimiz aradı ve “Nevtan, aile sağlığı merkezlerinde randevusuz hasta bakılabilir. Randevulu hastalar biterse kalan zamanda bakılabilir, şu olaya bir el atın” dedi. Ben de, “Ağabey tam bu anda duvardaki yazıyı gördüm, üzerine sen aradın” dedim. Sözleşsek o dakikada denk gelemezdik.

Konuyla alakalı da resmi bir yazı ulaştı elime. “E-60615296-010.04” sayılı ve “MHRS Uygulanması” konulu yazı 12/01/2022 tarihinde yazılmış, altında da İl Sağlık Müdürü Prof.Dr. Aziz Öpütlü’nün imzası var.

Resmi yazının orta kısmında “Covid-19 salgını süreciyle birlikte aile sağlığı merkezlerinde randevusuz hasta bakılmadığı ile ilgili Müdürlüğümüze gelen şikayetlerde artış olduğu tespit edilmiştir. Bakanlığımız birinci basamakta randevu sisteminin gelişmesini teşvik etmekle beraber randevusuz hastaların geri çevrilmesi doğrultusunda bir uygulama bulunmamaktadır. Vatandaş mağduriyetlerinin oluşmaması için ilçe müdürlükleri / toplum sağlığı merkezi başkanlıklarının gerekli tedbirleri alması ve konu ile ilgili aile hekimliklerini bilgilendirmesi…” ifadelerine yer verilmişti. Bu demek oluyor ki, randevu almayı teşvik edin ama randevusuz hastayı geri çevirmeyin.

12/01/2022 tarihinden sonra, “Randevusuz hastaları KESİNLİKLE kabul etmeyin” ifadeli bir resmi yazı gönderilmediyse neden randevusuz hastalara eziyet ediliyor? Aile sağlığı merkezi duvarına neden bahsettiğim afiş asılıyor? İlçeden hastaneye ya da kırsal mahalleden ilçe merkezine gelen hastaya neden çile çektiriliyor? Sağlık sistemimizde randevu almak çok da kolay olmuyor. Bir de sonuç göstermek için randevu isteniyor. Yaşı kaç olursa olsun mesafeden gelen hasta nasıl geri gönderilebiliyor? Biraz vicdani olunmaya gayret edilirse, sağlıkta münferit adımlarla gerçekten çağ atlamış sayılmaz mıyız?