Bazen hayat kıyısızdır ve anlamsızca sorgular seni. Denk gelirsin aşka ve yitirmeye başlarsın gökyüzünü hatta kelebekler uçmayı unutuverir kanatları ölmeye başlar…

Göğe fırladı tüm gölgeler, esaret bedende değil ama galiba şarkıların kefaretinde…

Delikanlı gibi sevemediniz yalansız, foyasız…

Aslında kalplerine ince ince kötülük sindirmişler ki edep ve saygıdan yoksullaşmışlar.

Belki sadece bu gökyüzüne inanmak yerine vat edilen gökyüzünü unutmasaydılar…

İnsan ya da edep geçer kalbi ya da kötülükten her neyse samimiyetsizlik diyoruz bunu ve umursamamak gerek yaşarken boş ver sen kendini koru ve kalbini uzak tut nasırlı kalbi olan cahillerden…

Aşk’a değinmeden olmaz tabi ki…

Belki şiirlerime hatta kalbime denk gelirsen gülümse derim ki ama sen selam vermeye bile korkarsın ki güzel adam. Belli başka kadını sevmek seni adam etmiş. Hani derler ya insanı bazen umursamamak gerek gidende kalanda yaşayacak elbet…

Bazı vedalar insanı erdemleştirir anlarsın kaybetmek nedir unutmazsın ama hissizleşirsin sadece tebessümde kalır bazı yaşanmışlıklar…

Bazen öylesine anımsarım kalbi belki özlerim ama asla sana yazamam çünkü sana git diyen ve senden giden benim…

Şarkılar, şiirler Süreyallar, Yüceller hepsi gitmedi mi ama yine koca koca kalplerini sığdırdılar sevmeyi bilmeyenlere…

Özlem, hasret hatta umut bir kefaretti her şiirde çünkü hepsi anılar, yaşanmışlık hatta… neyse boş verin yazmamayım zaten kalbimi anlamayan adama ya da insanlara anlatmak bence boştur anlamsızca okunulan bir şiir gibidir bakan o gözler…

Biz şairler kaçak değiliz ve satırlarımızda asla bir suçluyu savunmaz adeta haykırır kalemin kırılmasını…

Vedalar yine bana… güneş doğar insana başlar yakılmayan infazını ödemeye…

Taladro ve Meg’den Sar yaralarını mix şarkını şiirlerime bırakıyorum…

Sen benim gözlerimden anlamadın ki sevgimi ki veda mı anlayasın. Ama sen şarkıdaki gibi arrık benim sevdiğim adam değilsin…