Bu ülkede basın özgürlüğü yok! Yıllardır atılan büyük bir yalan. Basın özgürlüğü yok!

Bakın bende tam tersini söylüyorum. Basın istediğini istediği gibi yazmakta özgür. Onlar düşüncelerini satacak kadar meslek etiğinden kopuyorsa basın özgürlüğü yok diye bas bas bağırmak tezatlığın tam kendisi. Mesela ülkede en çok satılan ve kendince rağbet gören gazeteler muhalif ve sol görüşlü gazeteler. Hatta onlar ne yazarsa mutlak doğrudur algısı almış başını gidiyor. Onlar ne yazarsa ne tezatlıktır ki doğru kabul ediliyor. Ama bunlar yine de basın özgürlüğünden dem vuruyorlar. Bilmem nerenin bilmem neresinde bir komünist başkan üç, beş şey yapınca göklere çıkarıp sayfa sayfa reklam edenler, mesela İstanbul Silivri Belediyesinin yıllardır yaptıklarına üç maymunu oynuyorlar.

Hani basın özgürlüğünden dem vuranlar? Basın özgür ama kişiler bağımlı işte. En somut örneği bu!

Silivri Belediyesi üretken belediyecilik örneği göstererek 500 dönüm tarlaya ayçiçeği ekti. 50.000 litre yağ üretti. 10,000 aileye bunları dağıttı. Seneye 1000 dönüm ekeceğiz dedi. Özgür olamayan sol mihraklar bunu yazamadı. İktidar yanlısı veya muhalif yanlısı fark etmez. Özgür olamayan basın değil, kişilerdir. Kişiler kendi benliklerini meslek etiklerini çiğneyerek peşkeş çektikleri için özgür hareket edemiyorlar. Yoksa basının özgürlüğünün kısıtlandığı yok. Kısıt olan patronların dar Dünya görüşü ve etik anlayışı.

Kılıçdaroğlu’nu ayakta alkışkışlıyorum!

Geçtiğimiz hafta ana muhalefet partisinin genel başkanının bir devlet kurumunu daha basışına şahit olduk. MEB önünde yaptığı açıklamada nerede bir haksızlık, kayırma ve torpil varsa bunun karşısında ilk ben dururum dedi. Bu halkın bana verdiği bir görev dedi. Mülakatlar ve işe alımlarla ilgili bu çıkışını ayakta alkışlıyorum. Tamamen destekliyorum. O zaman bir çağrıda bulunuyorum. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin önüne kendisini davet ediyorum. Aynı açıklamayı yapmak üzere. En son DİAYDER örneğine tepki koymasını bekliyorum. Terör örgütünün en tehlikeli yandaşı, din kisvesine bürünmüş bu oluşumun nasıl kadrolara yerleştiğini irdelemesini bekliyorum. Burada bir kayırma, haksızlık ve torpil var mı yok mu? Yoksa açılan sınavlarda çok üstün başarı göstermiş olacaklar, mülakatlarda ise aynı paralelde başarılı olmuş olacaklar ki rahat rahat kadrolara yerleşmişler.

Ben bu olayı hep kıskançlıkla yorumluyorum. Bugünün CHP’si geçmişin Ak Partisini çok kıskanmış ve kendine örnek edinmiş. Açılım süreci gibi hdp ile oturup kalkmalar, işe sokmalar, adeta fetönün küçük işletmesi DİAYDER gibi çok tehlikeli oluşumlara kol kanat germeler. Bunları bir de muhalefetteyken bu kadar yapıyorlar. Peki ya iktidara geldiklerinde. Ben söyleyeyim bunlar Ak Parti’yi de geçer. Hani geçenlerde terörist partinin bir başkanı dedi ya, hdp olmadan iktidar olamazlar, ülke yönetiminde biz de olacağız diye. Bunlar ülke yönetimine hdpyide dahil ederler. Hiç de çekinmezler, utanmazlar, korkmazlar. Zaten tabanlarına da bu partiyi masumlaştırmışlar. Hiç ses çıktığı yok. Bu şekilde kandili bombalamaya giderler. Kılıçdaroğlu dedi ya biz bombalayacağız. Ne diyelim hayırlı yolculuklar. O bomba nerede patlar Allah bilir.