Karasu Belediyesi’nin Nisan Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda arsa satışı ile alakalı olarak söz alan CHP’li Belediye Meclis Üyesi Mustafa İngenç, herkesi şaşkına çeviren bir cümle kullandı. CHP Karasu İlçe Başkanı Aykut Süt, toplantı öncesi gündem maddelerinin açıklanması üzerine 6.maddeye dikkat çekerek Rezerv Yapı Alanı’nın satışıyla alakalı basına demeç vermişti. Karasu Belediye Başkanı İshak Sarı da, Başkan Süt’ün açıklamasına, meclis öncesi yanıt verdi.

Mecliste CHP’nin grup başkanlığını yapan ve emekli vali yardımcısı da olan Mustafa İngenç, maddenin görüşülmesi öncesi söz aldı. Maddeye yönelik söylemlerini hem gazetemizde hem de internet medyamızda yayımladık. Dikkat çeken kısmı o değil. Sayın Valimizin “Bakın bir şey daha söyleyeyim, açık ve net: Gerçi ben o konuya girmek istemem, kamuoyunda avukat olan sayın ilçe başkanıyla bir söz etti. O beni ilgilendirmez. Ben burada Mustafa İngenç olarak, meclis üyesi arkadaşlarımla bu sabah yaptığım toplantıda aldığım kararı ifade etmek istiyorum” sözleri dikkatlerden kaçmadı.

İngenç’in “Avukat olan sayın ilçe başkanı” diyerek kendi grup başkanlığı yaptığı meclis üyelerinin bağlı olduğu partinin ilçe başkanını kastettiği açık. Kendisi meclis üyesi seçilirken başkan Aykut Süt değildi. Yani “Beni, o meclis üyesi yapmadı” diyebilir. Ama bu sözleri başkanını reddeder gibi bir algı oluşturdu duyanlarda. “İlçe başkanımız” demeyen İngenç’in Aykut Süt ile arasında bir köprü olmadığı açık. Bunu alenen ilan edilmesi üzerine Aykut Süt’ün tavrı ve davranışı ne olur bilemeyiz. Fakat bu kopukluk meclis guruna da partiye de zarar verir. Yakışık alan bir durum da değil.

ÖNCE ZİHİNLERDEKİ DUVARI YIKMALI

Belediye Başkanı İshak Sarı’nın basına karşı olan mesafesini bilmeyen yoktur. Son meclis toplantısında da malum duvar meselesinin sosyal medyada işlenmesiyle alakalı olarak yaklaşık 7 dakika açıklama yapan Başkan Sarı, “Bedava reklam bu kadar olur. Bu projeyi tanıtmak için belki de projenin onda biri kadar basın, yayın, şu, bu, bilmem ne, falan filan tanıtmak için bir maliyet hesaplama yapacaktın, bunları verecektiniz, bununla ilgili bir harcama yapacaktınız” sözlerine yer verdi.

Geçen haftaki köşe yazımda duvar polemiğini desteklemediğimi ironik bir yazıyla ifade etmiştim. Abartıldığını ve büyütüldüğü kanısındayım, projenin devamı beklenmeden üzerine gidildi ve bunu da yazımda açıkladım. Duvarın zarardan öte fayda getireceğini düşünenlerdenim. Fakat Başkan İshak Sarı’nın tüm basını genelleyerek “Reklam verseydik, susarlardı” dercesine bu sözleri kullanması doğru olmadı.

Karasu basını, parayla susturulup, parayla konuşturulan bir araç olmadı. Olan varsa da bu kişilere basın gözüyle bakmayın. Reklam verseydiniz bazı şeyler görmezden mi gelinirdi? Yanlışlar eleştirilmez miydi? Bu reklamın bütçesi ne Belediye’de var, ne de bu bütçeyle susacak basın Karasu’da var…

Karasu basını da “Ben sana bir sayfa ayırırım, ama öyle ama böyle, içini doldurmak senin duruşuna bağlı” türünden de yaklaşım göstermeyi de uygun bulmaz. Başkan Sarı’nın basına karşı duvarlarının hala yıkılmadığını bu cümleden anladık bir kez daha.

Elbette yapılanı öven de olacak, eleştiren de. Basın kendi penceresinden bakar, kendi süzgecinden geçirir. Çok seslilik de bu yüzden faydalıdır. Karasu’da bir tekel havuz medyanın olmaması da şanstır. Ama övene de eleştirene de saygı duyulmalı. Varsa biriyle sorununuz, tüm basını bir kefeye koymak yakışık almaz. Almadı da Sayın Başkan.

DENETİM Mİ BASKIN MI?

Dinamik Denetim Süreci’nin Karasu’da başladığı ilk günlerde cümbür cemaat denetimlere şahit olduk. İçerisinde 3 kişinin bulunduğu işletmeye 7 kişiyle girildiğini de gördük, Metrekareye göre kişi sayısının ayaklar altına alınarak denetim fotoğrafları da gördük. Denetlenenden çok denetleyenlerin olduğu bir denetim türü zamanla tepki toplamadı değil. Zamanla bu sayı düştü ve en sonunda ihale muhtarlara kaldı. Güvenlik güçleri de eşlik etmemeye başlayınca Yenimahalle’de tasvip edilmeyen çirkin bir olay yaşandı.

Yenimahalle Muhtarı Ali Beyaz, denetim sırasında fotoğraf tartışması nedeniyle darp edildiğini söyledi. Muhtar Beyaz, denetimlerde güvenlik güçlerinin kendilerine eşlik etmesini istediklerini ve muhtarlar olarak bu durumdan şikayetçi olduklarını da sözlerine ekledi. Muhtarın içerisinde bulunduğu durumu az çok anlıyoruz. Biz de basın olarak zaman zaman “Çekmeyin” polemiği ile karşı karşıya kalıyoruz. İşini yapan adama işini yaptığı için kimsenin vurmaya hakkı yok. İşi seni memnun etmeyebilir, işi seni rahatsız edebilir. Ama toplumun genelini rahatsız etmeyen bir işe kaba kuvvetle müdahale edemezsiniz. Memlekette yasa var, kanun var, kolluk kuvveti var. Allah muhtarlarımızın yardımcısı olsun…