Tugay Bilgen'in "Kavrama önündeki engel (hammadde yadsıması)" başlıklı köşe yazısı

Değerli okur, yakın arkadaşlarımız ile yaptığımız derin sohbetlerde, hakkında sabahlara kadar konuşabildiğimiz bazı konular vardır. Ama hakkında bu kadar fikir sahibi olduğumuz konuların kimisinde sorun yaşandığında sorunu çözemediğimizi de görüyoruz. Peki bu nasıl oluyor. Hem bu kadar fikir ve deneyim sahibi olup hem de çözememek de neymiş. Tabi böyle durumlarda çözemediğimizin farkındalığı anlık bir durum. Bu sebeple çözemediğimizi bile fark edemeden hemen toparlanıp ata sporumuz haline dönüşmüş bir hamle geliyor. Sebebi, sorumluluğu hatta bazen suçu bile benlik dışında bir sebebe ivedilikle havale ediyoruz. Aslında burada atladığımız basit bir nokta var. Bir konu hakkında fikir sahibi olmak ve o konuyu kavramak arasındaki farkı atlıyoruz. Evdeki bulaşık makinesini hepimiz kullanıyoruz. Farklı programlarda yıkayınca nasıl sonuç alıyoruz biliyoruz. Videolarda bulaşık makinelerini karşılaştıranlar bile var dimi. Ama bozulunca hepimiz servisi arıyoruz. Sebep? Çünkü fikrimiz var ama makinenin doğasını henüz kavramış değiliz. İşte bu hafta kısaca kavrama önündeki engellerden birisinden bahsedeceğim. Buna ham madde yadsıması diyoruz. Hazırsan başlayalım.

Bir organizasyonda en temel tekrar eden birimine ham madde olarak nitelendirebiliriz.

Tekrar sayısı belli bir sınıra ulaştığında kavram yeni bir isim alır. Ardında yeni bir formda tekrar etmeye başlar ya da farklı bir kavram ile ilişkilendirilir. Bu şekilde devam eden mekanizma belli tekrar sonunda son ürüne (güncel kavram) dönüşür.

Buna örnek olarak tshirt modeli inceleyelim. Siz bir fabrika sahibisiniz ve tshirt üretimi yapıyorsunuz. Fabrika sahibi olarak tshirt nedir diye düşünmenizi istiyorum. (Bu basit soru karşısında zihnimiz ‘bunu bilmeyecek ne var’ diye bir tepki verebilir. Ama sabredin sonunda kararı siz verin.) Evet verilen cevapları gruplandırılacak olursak burada işlevsel tanımlamalar ve gerçek tanım kavramlarına da değinmemiz gerekir.

İşlevsel tanımlama nesnenin biz ile olan ilişkisi baz alınarak yapılır. Bu tanımlamalarda benliğe hizmetleri ön plandadır.

İşlevsel tanımlama: Tshirt giyen bir nesnedir ve bizim dış görünüşümüzü modifiye eder. Bizi soğuktan ya da güneşin yakıcı ışınlarından koruyucu bir bariyerdir. Bizim belli gruplara aidiyetimizi simgeleyen nesnedir (üniforma).

Gerçek tanım: Nesnenin varoluşsal tanımıdır, dış dünyadan bağımsız, benliğe karşı herhangi fayda veya zarar gözetmeksizin yapılır.

Bu hafta değinilmek istenen kısım gerçek tanımda yapılan hatalar üzerinedir. Büyük çoğunluk şu şekilde tanımlar.

Gerçek tanım: Tshirt kumaş parçalarının belli ölçüler de kesilip birbirlerine dikildikten sonra üzerine belli desenler işlenmesi ile oluşan nesnedir.

Evet gerçek tanım hakkında okuduklarımız yeterli geldi ise burada ham madde yadsıması var demektir. Dikkat ederseniz biz tshirtü tanımlanırken kumaş ve sonrasından bahsettik. Peki iplik, ipliğin özellikleri, dokunma biçimi, ne kadar uzunlukta ip kullanıldığı gibi kısımlar? Fabrikanızda işler yolunda iken bunları bilmeye gerek yok tabii. Ama ya günün birinde tshirtte sorun olduğunda fabrika sahibi biraz önceki kısımları atlarsa sorun çözülemez.

Unutma değerli okur; fikir sahibi olmak ile konuyu kavramak arasındaki fark iyi günlerde önemsiz iken kötü günlerde hayat kurtarıcıdır. Esenlikle kal.