Selman Yümnü'nün "Kamuda tasarruf nasıl sağlanacak?" başlıklı köşe yazısı

Son zamanlarda yaşanan ekonomik kriz her kesimde tasarrufun önemini ön plana çıkarıyor. Öyle ki devletin en tepesinden artık kamuda tasarruf sözlerini duyar olduk. Pandemi süreci ile hızlanan ekonomik sıkıntılar sonrasında ülkemizin yaşanan ve 9 ilde yıkıma sebep olan deprem felaketi ile artık yönetilmesi çok daha zor olan bir ekonomi kıskacına girmemize sebep oldu.

Tüm bunların sonucunda tasarruf elzem bir hal aldı. Ama gerçekten de kamuda tasarruf olacak mı? Asıl merak edilen soru tam da bu.

23 Nisan kutlamaları için devlet erkanı Anıtkabir ziyaretinde bulundu. Bu ziyaret için meclisten Anıtkabir’e gidilirken otobüs tercih edildi ve kamu da artık tasarruf başladı algısı oluşturuldu. Algı oluşturuldu diyorum çünkü işin aslı böyle olmadı. Önden otobüs ile yolculuk eden meclis başkanı ve yöneticilerin makam ve koruma araçları boş bir şekilde Anıtkabir otoparkında yerlerini aldılar.

Durum böyle olunca bu ekonominin acı faturası yine halkın üzerine kalacağının ilk işaretleri de görülmüş oldu. Tam da bu olaylar yaşandıktan birkaç gün sonra araç filosunda 2 adet zırhlı araç olan Diyanet İşleri Başkanlığı yeni bir zırhlı araç aldığına dair haberler basına yansıdı.

Cumhurbaşkanımızın kabine sonrası yapış olduğu tasarruf açıklaması makam sahipleri tarafından pek de dikkate alınmadığını gösteriyor. Yerel seçimlerin sonuçlarını da düşünecek olursak halkın gönlünde taht kuran Cumhurbaşkanımızın yine etrafındaki kişiler tarafından yalnız bırakıldığını gösteriyor. Hiçbir ekonomik kriz sonsuza kadar sürmeyecektir ama halkın çilesini çektiği krizin daha anlaşılabilir olması için makam sahiplerinin de konfor alanlarını terk etmeleri gerekmektedir.

Bir bakan yardımcısının 110 bin lira maaşının yanında bir bankanın yönetim kurulu üyeliğinden 660 bin lira daha alması ne kadar doğru. Bu kişiler o kadar üstün yeteneklere sahipler ki hem kendi işlerini eksiksiz yapıp bazen ikinci bazen de üçüncü maaş almayı hak edecek kadar çalışıyorlar mı? Tasarruf tam da burada başlamalıdır.

Kimse halka hizmet için alınacak hizmet araçlarına itiraz etmiyor. Alınacak ambulanslar, itfaiye araçları, ekskavatörler ya da iş makinaları tasarruf alanı değildir. Tasarruf bir adet makam aracı ile yetinemeyen idarecilerin ıslahı ile başlar. 

Türkiye jeopolitik konumu, eğitim birikimi ve genç nüfusu ile bu makamları mevcut sahiplerinden daha iyi yönetecek binlerce dehaya sahiptir. Kimse kendini bulunmaz Hint kumaşı sanmasın. Mevcut maaşlarını yeterli görmeyenler ya da sosyal imkanlarından şikayet edenler hemen görevlerinden aflarını isteyerek ülkedeki tıkanıklığın önünü açabilirler. Böylelikle de giderayak bir hizmette bulunabilirler.

Daha yaşanılabilir bir gelecek çok yakında gelecek.

Mutlu haftalar…