Her zorluk ardında bir mutluluk vardır ve herkesin hikayesi mutlu başlamayabilir. Bugün zenginlik içinde olanın 20-30 yıl öncesine bakarken, bugünün zengin kategorisinde olanların da 20-30 yıl sonrasına bakmakta ve değerlendirmesinde fayda var. İyi günler, iyi haftalar.
Dünya ekonomisi, ülke ekonomisi gibi insan ve aile ekonomisi de hayatımızda var olan bir unsur. Geçmiş yıllarda babalarımızın yaşadığı 60-70 yıl önce aile ekonomisinin hiçbir önemi yoktu. Çalışıp aile geçimini sağlamak en önemli kavramdı ve böyle de oldu.
Globalleşen dünyada evlere ilk defa girmeye başlayan araba, televizyon, çamaşır makinesi, yayık makinesi, kaset veya CD müzik aletleri, mobilya ve eşyanın yenilenmesi, süs eşyaları gibi ürünler; 40-50 yıldan beri sürekli kendini güncelleyen ve üst model satış politikasıyla pazarlanan eşyalar haline geldi.
Bugünün durumuna bakarsak, bu saydıklarımızın üstüne en az 50 çeşit daha evlere alınan elektronik veya harici malzeme eklenmiştir. Mesela uzun yıllardan beri ABD’de, en azından filmlerde şahit olduğumuz kurutma makinesini biz üç-beş yıl önce ihtiyaç duyup aldık. Yani mevzu, bizim ne alacağımız değil; ne satmak istedikleri önemli.
Küresel sermayenin küresel pazar tezgahındayız. Yılda bir kere bile kullanılmayacak bir ev eşyasını alabiliyoruz veya kullanmakta olduğumuz bir ürünün ufak bir değişikliğiyle yeniden almamız sağlanıyor. Sistem tıkır tıkır çalışıyor ve işliyor. Bir yerden kurtulsan, başka bir yerden yakalanırsın.
Şimdi gelelim aile ekonomisine. Bu anlattıklarımdan çıkarılacak sonuç şudur: Ekonomin el verirse sen de hayallerinin peşinden gidersin. Hayat zor ve acımasız; bizler her ne şartta olursak olalım tedbirimizi almak zorundayız. Atalarımızın bize bıraktığı nasihati önemsemeliyiz. Ne demişti atalarımız: “Ayağını yorganına göre uzat.”
Kendinize iyi bakın, hoşça kalın.