Biz bunları neden yazıyoruz?

Akla hemen Kemal Sunal’ın “Ben buraya niye çıktım” repliği gelmiştir. Yok yok, onunla ilgili bir bağlantısı yok yazının. Kimi zaman biz basın mensuplarına yöneltilen soru oluyor “Şimdi bu haberi niye yaptınız. Bu haberi yapmanızın gerekçesi nedir” diye. Tek tek yanıt veriyoruz ama belki bu açıklamayı okuyanlardan ileride almayız aynı soruyu diye umuyorum.

Basın, yaptığı bir haberle herkesi memnun edemez. Ama her bireyin memnun olacağı bir haber de olsa yapmakla görevlidir. Tabii taraflı basın için kast etmiyorum. Genel ve ilçe basını örneği benim verdiğim. Bir haberden memnun kalmayabilirsiniz, gereksiz görebilirsiniz. Amaçsız bulabilirsiniz. Saygı duyarız. Ama saygı duyun ki o haberin muhatabı kesinlikle vardır. Belki bir, belki bin… Basın olarak biri de bini de muhatap almak zorundayız.

Veyahut şöyle örnek vereyim: Üçüncü sayfa haberlerini niçin yaparız? Parantez açayım, ilçede yüz kızartıcı suç haberlerini yazarken oldukça süzgeçten geçiriyor, yüzeysel vermeye çalışıyor hatta yazmamaya çalışıyoruz. Ama toplumu bilgilendirmek ve olası emsallerin olmasına engel olmak için yazmak durumunda kalınıyor.

Kaza, yangın, vurgun, kırgın haberleri hiçbir basına prim kazandırmaz. Yüceltmez. Peki neden yazılır? Arkadaşım, Karasu girişinde beyaz kayalıkların orada (Yunus mevkii) hatalı bir yol düzeni var. Bu noktada kaza oluyor “Al işte bu hale geliyorsun, burada ölüyorsunuz” diyoruz. Orada hızını kes. Sanayi yolunda “ölüm yolu” diye bir bölge var. Senden önce kaç kişi burada öldü, sen ölme diye uyarıyoruz. Orada hızını kes. Kırmızı ışıkta geçersen araban bu hale gelir demek istiyoruz. Kask takmazsan ne olacağını göstermeye çalışıyoruz.

Unutursan böyle yangın çıkar, ihmal yaparsan şöyle yanarsın, madde kullanırsan bu ölüme sebep olursun, silah öldürür, bıçak süründürür… Anlayana hepsinde bir mesaj var. Bu yüzden haberin içeriğini yazarız. Magazine kaçmadan. Başkasının acısıyla toplumun geri kalanına fayda sağlanır mı? Örnek olunur mu? Emsal gösterilir mi? İşte bunların hepsinin yapmak adına 3.sayfa diye tabir edilen asayiş haberlerine yer veriyoruz.

BİR ANI

Biz, hiçbir okurumuzun Allah muhafaza 3.sayfa haberini yapmak istemeyiz. Şahsen kendi ağabeyimin yaptım yıllar önce. Kimseyi de kayırmıyoruz bilesiniz. Sabahın 7’sinde aradı, “Işıklardayım, kaza yaptım, gel” dedi. Gittim ki pert hale gelmiş iki araç. Ambulansa baktım, birader kanlar içinde. “Durumun nasıl, bilincin açık, kolun bacağın sağlam” başladım çekmeye. “Ne yapıyorsun” dedi. “İşimi” dedim. Sen işini yaptın, kural ihlali yapıldı ve iki araç kaza yaptınız. Ambulans ve polis de işini yapmaya başladı, geldi sizin için oraya. Benim de işim bu dakikadan sonra başlıyor.

Yanlış yerden dönersen, karşıdan gelen aracın sana çarpmasına sebep olursun. Işıklara limitinden fazla hızla gelirsen de önüne çıkan araca çarparsın. Al sana iki bilgilendirici hata. Kulağınıza küpe olsun, bu iki kişi kaza yaptı, sen yapma diye okura mesaj… Diğer kaza yapan da kendi gazetemizin köşe yazarı Muzaffer Abi çıkmasın mı? Neyse ki ikisi de sağ salim halen. Allah kimseye kaza, dert yaşatmasın da biz de 3.sayfa haberi yazmayalım, razıyız.