Türkiye’de Real ekonominin en önemli göstergelerinden biri olan geri dönen (karşılıksız) çekler, 2025 yılında ciddi bir ekonomik kırılmaya işaret ediyor. 2025 yılının ilk 11 ayında toplam 225 milyar TL tutarındaki çekin ödenmediği ortaya çıktı.
Bu rakam, iki yıl öncesine kıyasla yüzde 100 / 355 artış anlamına geliyor. Bu yükselişi yalnızca sayısal bir artış olarak değil; piyasada ödeme gücünün zayıflaması, nakit akışının bozulması ve ticari güvenin aşınması şeklinde yorumlayabiliriz.
Bankalara ibraz edilen çeklerin toplam hacmi artarken, karşılıksız kalan çek tutarlarının bu denli yükselmesi, özellikle KOBİ’ler, esnaf ve üretici kesim açısından ciddi bir risk unsuru oluşturuyor. Çek, Türkiye ekonomisinde halen yaygın bir ticari ödeme aracı olmayı sürdürürken; bu ölçekte geri dönüşler, zincirleme iflas ve tahsilat krizleri ihtimalini de beraberinde getiriyor.
Neden?
Yüksek faiz ortamı, daralan kredi kanalları, artan maliyetler ve iç piyasada düşen talepler gibi faktörlerle doğrudan bağlantılı olduğu çeklerin ödenememesi yalnızca bireysel firmaların sorunu değil, aynı zamanda piyasadaki genel likidite sıkışıklığının ve reel sektörün dayanma sınırına yaklaştığının açık bir göstergesi. Bu tablo, önümüzdeki dönemde iflas ertelemeleri, konkordato başvuruları ve tahsilat sorunlarının artabileceği yönünde güçlü sinyaller veriyor.
Reel sektörün ayakta kalabilmesi için finansmana erişimin kolaylaştırılması, ticari kredi faizlerinin yeniden gözden geçirilmesi ve çek sistemine yönelik yapısal düzenlemelerin kaçınılmaz hale geldiğini görüyoruz…