En basit tabir ile andaval

Hasan Kar'ın "En basit tabir ile andaval" başlıklı köşe yazısı

Kıymetli okurlar, her canlı yaşam süresi boyunca yaşadığı coğrafyada imkanlar nispetinde hayatını idame ettirir ve ölene kadar ki sürede iyi-kötü olmak tam anlamı ile senin elinde. İyi günler, iyi haftalar.

Son zamanlarda veya yıllarda diyeyim, bunu kendi başıma da geldiği için ve sonrasında başka kişilerin başına geldiğine şahit olduğum için böyle bir konuyu kaleme almayı istedim.

Kıymetli okurlar, konu şöyle:
Bir yakınınız vefat ediyor; bu, anne olabilir, baba olabilir… Bir süre sonra bakıyorsunuz ki alakasız bir muhatap çıkıp, vefat eden yakınınız için “Bana borcu vardı” diyor. Elinde senet sepet yok. Şayet bu kişi bir işletme sahibi ise ondan alınmış bir materyalin esamesi yok etrafta. Ama iddia makamı böyle bir tez ile kapınızı çalıyor.

Şimdi iki yol var:
Birincisi, rahmetli için vicdan yapıp parayı vermek.
İkinci şık, kendi içinde ikiye ayrılıyor. Bunun birincisi, nazik ve kibar bir şekilde bu şahsı püskürtmek, olumsuz cevap vermek. İkincisi ise, siz konuşmaya başladığınızda, ilk cümleleri kurarken paranın verilmeyeceğini anlayarak ortamdan uzaklaşması olabilir. Burada seçim sizin veya bizim.

İnsanların yumuşak karnı, vefatın arkasından bu tarz senaryo ve kurgu ile para koparmanın peşine düşülüyor. İnsanın öldüğünde borcu olamaz mı? Tabii ki olabilir. Ama biraz akıl ve mantığınıza borç alınan kişinin yatması gerekir, öyle değil mi? İşte yatmayınca işler değişiyor.

Bu tarz işlerin içinde olana, en basit tabir ile andaval diyebiliriz. Siz siz olun, yaşadığınız müddetçe eşinize, çocuğunuza veya en yakınınıza elden alınan alacak-verecek varsa, miktarı ile söylenmeyi unutmayın.

Bu duygu ve düşünce ile kendinize iyi bakın. Hoşça kalın.