Toplumların huzuru ve bireylerin mutluluğu, güzel ahlakın yeşermesiyle mümkündür. Bugün sosyal medya tartışmalarından sokaktaki en küçük tartışmalara kadar birçok alanda kırıcı sözlerin, acele yargıların arttığını görüyoruz. Halbuki bizlere düşen, birbirimize karşı saygı ve sevgi içinde olmak; iyimserliği, nezaketi ve adaleti hayatımızın merkezine yerleştirmektir.
Kur’an-ı Kerim’de “Şüphesiz Allah adaleti, ihsanı ve yakınlara vermeyi emreder; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar” (Nahl, 90) buyrularak adalet, iyilik ve yardımlaşma emredilmiştir. Bu emir, sadece bir ibadet alanını değil, tüm hayatımızı kapsayan bir ahlak çerçevesidir. Bugün iş yerinde, trafikte, aile içinde veya sosyal medyada; sabırla, empatiyle, hoşgörüyle davranmak bu emrin bir gereğidir.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” (Muvatta, Hüsnü’l-Hulk, 8) buyurarak İslam’ın temel gayelerinden birinin insanın ahlakını güzelleştirmek olduğunu bildirmiştir. Bu hadis, bize ibadetin sadece namazdan, oruçtan ibaret olmadığını; kul hakkına riayet, nezaket, affedicilik ve kardeşlik gibi değerlerle tamamlandığını hatırlatır.
Bugün ihtiyacımız olan şey, birbirimizi yargılamak yerine anlamaya çalışmak; eleştirmek yerine destek olmak; kötülüğe kötülükle değil iyilikle karşılık vermektir. Kur’an-ı Kerim’de “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel olan ile sav” (Fussilet, 34) buyuruluyor. Bu ayet bize, kırıcı bir söz duyduğumuzda aynı sertlikle cevap vermemek; aksine yumuşak söz ve güzel davranışla ortamı yumuşatmamız gerektiğini öğretiyor.
İnsan ilişkilerinde sevgi, saygı ve adalet temelli bir yaklaşım hem bireyleri hem toplumu huzurlu kılar. Mesela günümüzde iş hayatında adil olmak, çalışanına hakkını zamanında vermek; sosyal hayatta komşusunu gözetmek; trafikte sabırla hareket etmek güzel ahlakın somut örnekleridir. Bu davranışlar toplumda güven ve huzurun kök salmasına vesile olur.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) “Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlak bakımından en güzel olanıdır” (Tirmizi, Rada, 11) buyurmuş ve güzel ahlakın imanın kemale ermesindeki rolünü vurgulamıştır. O halde iyi bir Müslüman olmak sadece ibadetlerle değil, söz ve davranışlarımızla da mümkündür.
Aziz kardeşlerim, gelin hep birlikte niyetimizi yenileyelim. İş yerimizde, evimizde, sosyal medya dilimizde, komşuluk ilişkilerimizde; adaletli, sabırlı, saygılı ve sevgi dolu bir tavır sergileyelim. Eleştiriyi nezaketle, ihtilafı istişareyle, kırgınlığı affetmekle aşalım. Böylece hem dünyada huzuru hem de ahirette Rabbimizin rızasını kazanmış oluruz.
Unutmayalım ki güzel ahlak bir tercih değil, bir kulluk sorumluluğudur. Bugünün hızlı ve kırıcı iletişim ortamında, güler yüzlü olmak, selamı yaymak, ihtiyacı olana destek olmak en büyük iyimserlik ve en değerli ahlaki yatırımdır.