Hidrojenle çalışan Toyota Mirai

Her ne kadar bugünlerde bizlere çok uzak gibi görünse bile çok yakın bir gelecekte hayatımıza girecek olan bir teknolojiden bahsedeceğim ve bunu yaparken türünün en iddaalı temsilcilerinden birisi olan Toyota Mirai'den örneklere yer vereceğim, işte karşınızda hidrojen yakıtlı araçlar. 

 

Geleneksel yakıtlı araçlara alternatif olarak düşünülerek geliştirilen teknolojilerin en önemlilerinden biri hidrojen yakıtlı araçlardır. Özellikle Alman ve Japon otomotiv üreticilerinden Mercedes ve Toyota'nın başını çektiği dev firmalar yıllardır bu teknoloji üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırmış ve seri üretimden önceki son noktalara gelmiş bulunmaktadırlar. Kendisine rakip olarak elektrikli araçları gören bu teknoloji beklentilere göre değişmekle birlikte henüz gelişim sürecinde olan elektrikli araçlara kıyasla belli artı ve eksi yönlere sahip. Her ne kadar hidrojenle çalışan araç olarak sunuluyor olsa da temeldeki teknoloji çok güçlü bir yakıt olan hidrojeni havada bulunan oksijen ile yakıt hücresinde işleyerek elektrik üretmek ve üretilen bu elektrik enerjisi ile aracı ilerletmek üzerine tasarlanmıştır bu nedenle gücünü hidrojenden alan elektrikli araç diyebiliriz. 

 

Hidrojen ile yapılan bu işlem sonucunda ise havaya kirli gazlar değil sadece su buharı salınması yani sıfır emisyon değerlerini koruyarak çevreye tamamen zararsız bir ulaşım aracı ortaya çıkartılmıştır. Toyota Mirai'nin ortaya koyduğu performans ise şu yönde; 154 hp gücünde 1.850 kg ağırlığa sahip 0-100 değeri 9.6 saniye ve son hızı 178km/s olan aracınızın deposunu 3 dakika içerisinde tıpkı benzin, motorin veya lpg aldığınız şekilde tamamen dolduracaksınız ve ardından kullanımınıza bağlı olarak 500-650 km arası bir yol yapacaksınız. Bunu yaparken herhangi bir motor sesi olmadan sessice yol alacak ve satın aldığınız hidojenle ilerlerken geleneksel yakıtlara oranla 40-60 arasında tasarruf etmiş olacaksınız. Bunlara ek olarak gerçek hayat yol test sürecinde olan yakın zamanda bunu tamamlayan 20 adet Mirai tam 5 milyon kilometre boyunca ilerlediler ve herhangi bir parça değişimine gerek duymadan sadece periyodik bakımlarını yaparak bu testi sorunsuz bir şekilde tamamladılar buda araçların yeteri kadar dayanıklı olduğunu bizlere gösteriyor.

 

Ancak tüm bu güzelliklerin yanında avrupadaki fiyat etiketinin pahalı denilebilcek düzeyde yani 66.000 Euro + vergiler civarında olması, herhangi bir kaza anında tankların zarar görmesi ve buna bağlı hidrojenin çok ama çok güçlü bir patlayıcı etkisinin olması ile ortaya çıkabilecek ölümcül durum, litre değilde kilo bazında satılan hidrojenin 1 kilosunun ortalama kaç paradan satın alınacağının belirsiz olması, tüm avrupada sadece 100 civarı dolum istasyonunun bulunması, performans değerlerinin elektrikli araçlara göre biraz daha az olması bu teknolojinin şuanki eksi yönleri olarak sıralanabilir. 

 

Teknoloji hepimiz için gelişmeye ve ilerlemeye devam ediyor ve edecek, umalım daha hızlı bir şekilde dünyanın her noktasına ulaşmayı başarsın ve dünyamızı daha fazla kirleterek telafisi mümkün olmayan zararlar vermeyelim. Dikkatli sürün, iyi haftalar.