Kadının toplumdaki yeri

Kadının sosyal hayattaki rolünü anlaması için kadının geleneksel yapılarla çözümlemek önemlidir. Günümüzde kadın konusu; kadının statüsü, aile içi ve ev dışındaki kadın ve erkeğin rolündeki değişmeler kadının ezilmişliği, erken evlilikler, cinsiyetler arasındaki farklar, kız ve erkek çocukların eğitime ekseninde tartışılmaktadır. Söz konusu konuların bugün de tartışılıyor olması kadın ve aile ile ilgili sorunların geçmişte olduğu gibi günümüzde de devam ediyor olmasından kaynaklanmaktadır. Bir başka ifade ile ataerkil toplumun geleneksel değerleri modern toplumsal yapıda da önemli ölçüde varlığını devam ettirildiğinde kadın için iyi bir eş iyi bir anne olmak önem taşımakta ve böylece kadın için çifte sömürü veya çifte egemenlik koşulları yaratılmaktadır.

Dolayısıyla kadın üzerinde baba ve koca iktidarının yanı sıra ataerkil toplum değerleri de egemenlik ve baskı aracı olabilmektedir. Bu noktadan baktığımızda kadına ilişkin mevcut tartışmalar kadın sorunu ile ilgilenen yeni söylem ve pratiklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Türkiye'de ve dünyada son 20 yıldaki toplumsal dönüşümler her alanda olduğu gibi aile ve toplum içinde kadına ilişkin incelemeleri gerekli kılmıştır. Modernleşme küreselleşme ve popüler geleneksel ailedeki cinsiyetçi kaynak bölüşümü eğitim ve sosyal hakları ulaşması noktasında kadınları derinden etkilemiştir.

Kadınların aile ve toplum içinde kişisel anlamda güçlenmelerini sağlayacak kaynakları ulaşım için eğitimin gerekliliğine bu dönemde vurgulanmaya başlanmıştır. Bu nedenle toplumların yaşamış oldukları değişimi anlamanın bir yolu, kültürel aktarım da önemli bir rol üstlenen kadın olmasına ilişkin sorunları ve buna yönelik çözümlemeleri doğru bir şekilde ortaya koyabilmektedir.

Geleneksel toplumlarda daha çok sosyal kategori ve modellerin pasif kabulünü ve sosyal etkinin otomatik olarak içselleştirilmesi içeren ve bireyin sosyal roller normal kurallarla sarmalayan bir kimlik tanımı mevcuttur. Bu nedenle geleneksel toplumlarda birey daha çok katı bir hiyerarşik yapılanmanın beraberinde getirdiği kimlik tanımlamaları ile karşı karşıyadır. Bu anlamda feminizm, kadın olmak nedir?

Kadın ve erkek olmanın kültürel süreçleri ilişkisi nedir? Kadınların kendi yaşamları üzerindeki özgürlük sınırları nereye kadardır?, Özgürlüğün sınırlarını belirleyen faktörler nelerdir? Feminist kuramcılar yıllardır bu soruları farklı perspektiflerden irdeleyerek cinsiyet hiyerarşisinin toplumsal düzen açısından ne tür sorunlar yaşanabileceğini tahlilini yapmışlardır. Dolayısıyla sosyolojik boyutta feminist yaklaşım, kadınların ailedeki siyasetteki ve iş alanındaki konumları ile ilgili geleneksel yaklaşıma eleştirel bir bakış açısı getirmiştir.

Kaynakça: 1: Aktaş. G.(Haziran,2023). Feminist söylemleri bağlamında kadın kimliği: Erkek egemen toplumda kadın olmak, Edebiyat Fakültesi Dergisi sayı,30;1.