Kurban: Tevazunun ve teslimiyetin ibadeti

Ali Keskinsoy'un "Kurban: Tevazunun ve teslimiyetin ibadeti" başlıklı köşe yazısı

Yüce Allah, Hac Suresi 34. ayetinde buyuruyor:
“Biz her ümmete kurban kesmeyi gerekli kıldık ki, kendilerine rızık olarak verdiğimiz hayvanlar üzerine Allah’ın adını ansınlar.”

Bu ayet açıkça gösteriyor ki, kurban ibadeti sadece bize ait bir ibadet değil. Rabbimiz, her ümmete kurban ibadetini farz kılmış. Demek ki, Hz.Adem’den Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimize kadar bütün ümmetlerde bu ibadet şekliyle ya da benzer halleriyle yer almış.

Elbette ki, zamanla bazı şekilsel farklılıklar yaşanmış olabilir. Ama öz aynı: Allah’a teslimiyet ve rızasını kazanma arzusu.

Hz. İbrahim ve İsmail'den bugüne

Bugün bildiğimiz anlamda kurban ibadeti, özellikle Hz. İbrahim (a.s.)'ın oğlu İsmail’i kurban etmeye hazırlanmasıyla başlamıştır. O büyük imtihanı hatırlayalım: Hz. İbrahim’in teslimiyeti, Hz. İsmail’in Allah’a olan itaati ve neticesinde gönderilen kurbanlık koç…

İşte bu olay, kurbanın anlamını bize özetliyor: Teslimiyet, sadakat ve samimiyet.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) dönemine gelince; hicretin 2.yılında kurban ibadeti ümmeti Muhammed’e de farz kılınmıştır. Yani bu ibadet hem geçmişin bir mirası hem de bugünün müminleri için büyük bir fırsattır.

İbadette samimiyet ve tevazu

Hac Suresi 34.ayetin devamında şöyle buyrulur:
“İlahınız bir olan Allah’tır. O’na teslim olun. Mütevazı ve itaatkar olanları müjdele!”

Bakınız, Rabbimiz ne güzel söylüyor:
“Kurban emrime itaat edene müjde vardır, ama bu itaat tevazu ile olacak.”

Yani sadece kurban kesmek yetmiyor. O kurbanı gösterişsiz, sessiz ve samimi bir şekilde kesmek gerekiyor. Günümüzde sıkça karşılaştığımız bir durum var: "Şu kadar büyükbaş kestik, şu kadar kilo et dağıttık..." Aman dikkat! Rabbimiz “mütevazı olun” diyor.

İbadet gizlidir, Allah’la kul arasındadır.
Ne dağıttığımızı ne verdiğimizi ne harcadığımızı ilan etmeye gerek yok. Kurban da zekât da sadaka da Allah içindir. O biliyor ya, yeter.

Her şey paylaşılmaz

Günümüzde sosyal medya, yapılan ibadetlerin adeta vitrine konduğu bir alana dönüşüyor. Ama şunu unutmayalım:
Her özel şey paylaşılmaz.
Rabbimizle aramızda bir özelliğimiz olsun. Ailemizle, dostlarımızla, kardeşlerimizle olan bazı güzellikler sadece bize özel kalsın. Hayatın lezzeti, sessizliğin ve samimiyetin içindedir.

Son Söz olarak: Gösterişsiz Bir İbadet

Bu Kurban Bayramı'nda da hatırlayalım:

Kurban, sadece bir hayvan kesmek değil; Allah’a yaklaşma çabasıdır.

Kurban, maldan vazgeçmek değil; nefsimizden ve kibrimizden vazgeçmektir.

Kurban, başkasına göstermek için değil; Rabbimize sunmak içindir.

Tevazu ile ibadet eden, Allah’ın müjdesine layıktır.

O hslde, bu bayram; sessizce, içtenlikle ve sadece Allah rızası için kurbanlarımızı keselim.