Kurun durdurulamaz yükselişi

Birileri bir zaman şu soruyu sormuştu: “Dolarla mı maaş alıyorsunuz?”. Hepimiz bu soru karşısında önce şaşkınlıktan dilini yutmuş, sonra da gitgide olayı kanıksamıştık. Daha da önemli bir soru sormak istiyorum. Biz bu hale nasıl geldik? Nasıl tüm bunları kanıksar hale geldik?

Dolarla mı maaş alıyorsunuz sorusu tabii ki hayır. Peki bu hayır neyi değiştirir? Hangi konuda bize yardımcı olur? Bu soru Türk Halkı’ndan utanılmadan nasıl sorulabiliyor? Hangi vicdan bu soruyu kabullenebilir?

Temel ihtiyaçlarımızı bile alırken, nasıl alacağımızı düşünmekten bitap düşen bizlere yazık değil mi? Sokaktan geçen gençlere mikrofon uzatıldığında, o gençlerin gözlerimizin içine baka baka: “Avrupa’da tuvalet yıkarım buradan daha iyi demesi”, yazık değil mi? Doğmamış çocuklarımızın borçlu olarak doğması yazık değil mi? Tek düşüncemizin yarına nasıl çıkarım sorusuna cevap aramakla geçen bugünümüze yazık değil mi?

Evet çoğumuz belki dolarla maaş almıyoruz, ama onla darmadağın olduğumuz kesin…