2017 anayasa değişikliği ile getirilen Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçiş öncesi 24 Haziran 2018'de yapılacak seçim arifesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Şu kardeşinize verin yetkiyi faizle şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz" demişti değil mi?
Ne var ki; yetkiyi verdiğimiz günden beri belimiz bir türlü doğrulmadı. Asgari ücretli, işçi, memur ve emeklilerin aylık ücretleri hayat pahalılığı karşısında erimeye devam etti.
Şunla bunla uğraşılmadı değil. Mesela CHP'nin, HDP (DEM)'nin belediyelerine yolsuzluk, usulsüzlük gibi gerekçelerle operasyonlar yapıldı. Başkanlar, görevli memurlar, meclis üyeleri tutuklandı. Kimilerine kayyum atandı. Bazı şirket yöneticileri tutuklandı, yönetimine kayyum atandı. Gazeteciler, akademisyenler, sendikacılar gözaltına alındı. Bazıları tutuklandı. Türkiye Sanayi ve İş İnsanları Derneği başkanları medya önünde polis nezaretinde gözaltına alındı. Yetmedi, bebek katili olan terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile ilgili tartışmalar toplumu böldü.
Bunlarla uğraşılırken nedense faizle, enflasyonla, işsizlikle, üretimle uğraşmakta yetersiz kalındı.
Bakınız geçtiğimiz hafta; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), eylül ayına ilişkin kurulan-kapanan şirket istatistiklerini açıkladı.
Buna göre, eylülde kurulan şirket sayısı, ağustosa kıyasla yüzde 6 artışla 9 bin 210'dan 9 bin 759'a yükseldi. Aynı dönemde kapanan şirket sayısı da yüzde 23 artarak 2 bin 336 olarak belirlendi. Ağustosta bin 900 şirket kapanmıştı.
15-24 yaş gurubunda 11 milyon gençten yüzde 20'si ne eğitim görüyor ne de çalışıyor. 632 bin kişi iş arıyor. Bunların yüzde 70'i genç kadın. Avrupa’ya göre işsizlikte açık ara en başta bulunuyoruz.
Aile ve Sosyal Yardım Bakanlığı verilerine göre de Türkiye'de 4 milyon aileye yardım yapılıyor. 20 milyon kişi sosyal yardım almak için müracaatta bulunuyor. Bu da gösteriyor ki Türkiye'de ekonomik sıkıntı artarak devam ediyor.
Türkiye'nin önemli iş insanlarından Kiğılı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kiğılı, “Bizi büyük bir felaket bekliyor, 6 ay sonra ürün bulamayacağız" derken; 59 ülkede 1.300'ün üzerinde mağazası bulunan LC Waikiki'nin Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük ise “Zor bir dönemden geçiyoruz. Enflasyonu, faizi indirme imkânınız yok ama işlerimizi nasıl daha iyi hale getirebilir, maliyetleri nasıl daha iyi yönetebilirize odaklanmamız gerekiyor” şeklinde uyarıda bulunuyor.
Galatasaray Spor ve Eğitim Merkezi açılışına katılan iş insanı Adnan Polat, düşük kur ve yüksek enflasyonu işaret ederek, “İhracat geliri bu nedenle maliyetleri karşılayamıyor. Sanayiyi bu baltalıyor” ifadelerini kullanıyor.
Borsa İstanbul'da yaşanan manipülasyonlara girmiyorum. Orayı da ayrıca konuşmak gerekir.
İşte bütün bunları topladığımızda bir yandan siyasi çatışmalar bir yanda hukuksal tartışmalar ülkeyi geriyor. Ve bunun sonucunda ekonomik verimlilik tehlikesi de büyüyor.
Önlem noktasında geç kaldığımızın farkında olmakla birlikte "zararın neresinden dönersen kardır" düşüncesiyle ivedilikle hataların giderilmesine yönelik çalışmalar yapılmasını elzem görüyorum!