Sorun sadece ücret değil

Remzi Akbaş'ın "Sorun sadece ücret değil" başlıklı köşe yazısı

Her yıl sonuna yaklaştığımızda kamuoyunda en çok tartışılan konuların başında "Asgari Ücret" olduğunu söylersek yanılmayız.

Asgari Ücret adından anlaşıldığı üzere en düşük ücret anlamına geliyor.

Her şeyden önce Asgari Ücret "Açlık Sınırı" altında olmamalı.

Türk-İş Konfederasyonu tarafından "Açlık ve Yoksulluk sınırı her ay hazırlanan istatistiki bilgilere dayanarak duyuruluyor.

Hükümet yetkilileri tarafından da bu verilere herhangi bir itiraz olmuyor. Demek ki onlar da bu bilgileri kanıksamış durumdalar.

Çalışan nüfusun yarısından fazlası asgari ücretli olarak çalışmaktadır. Bunlar genelde özel sektörün çalışanıdır. Kimi özel sektör işletmeleri komisyonca belirlenen "Asgari ücret" üzerinden "aylık ücret" öderken kimi de bu ücretlere çeşitli sosyal ödemeler yaparak biraz daha yüksek aylık ödemesi yapmaktadır. Ancak büyük çoğunluğu sosyal haklardan mahrum olarak belirlenen "asgari ücret politikası" ile yaşamaya çalışmaktadır.

Bu noktada, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan geçtiğimiz hafta şöyle bir açıklama yapmış:

"Asgari ücreti hükümet olarak biz belirlemiyoruz. Komisyonda kamu, işçi ve işveren temsilcileri yer alıyor."

Şimdi bakalım bu 15 kişilik komisyon kimlerden oluşuyor?

Kamu kurumlarından 5 temsilci,

İşveren kesiminden 5 temsilci,

İşçi kesiminden 5 temsilci.

Görüldüğü gibi kamu ve işveren temsilcileri 10, işçi temsilcileri 5.

Böyle bir komisyonda siz, işçi temsilcilerinin isteğinin kabul edileceğine inanıyor musunuz? Elbette mümkün değil. Ancak bazı istisnalar olmuyor değil. Örneğin, seçim tarihleri öncesi oy kaygısıyla cömertlik yapılabiliyor.

Son 10 yıllık asgari ücret artışına bir bakayım:

2017 net bin 404 TL. Artış oranı (yüzde 7,9)

2018 net bin 603 TL. Artış oranı (yüzde 14,2)

2019 net 2 bin 21 TL. Artış oranı (yüzde 26)

2020 net 2 bin 325 TL. Artış oranı (yüzde 15)

2021 net 2 bin 825 TL. Artış oranı (yüzde 21,6)

2022 net 5 bin 500 TL. Artış oranı (yüzde 94,6)

2023 net 11 bin 402 TL. Artış oranı (yüzde 107)

2024 net 17 bin 2 TL. Artış oranı (yüzde 49,1)

2025 net 22 bin 104 TL. Artış oranı (yüzde 30)

Görüldüğü üzere seçim yılı öncelerinde yapılan artışlar diğer yıllara göre bayağı cömert olmuş.

Şimdi aklınız karışmadan burayı dikkatlice okumanızı tavsiye ederim:

Hani bizi kıskanan Almanya vardı ya; Almanya'da asgari ücret saatlik uygulanıyor. Yapılan son görüşmelerden sonra mevcut 12 euro 82 cent olarak ödenen saatlik asgari ücret, 1 Ocak 2026'dan itibaren 13 euro 90 cent olarak uygulanacak. Saatine, 1,08 euroluk artış gelmiş. Artış oranı yüzde 8,42.

Almanya'daki Eylül ayında açıklanan tüketici enflasyonu yıllık yüzde 2,4 oldu.

Böylece asgari ücret artışı yıllık enflasyonun 3,5 katına denk geliyor. Gördünüz değil mi? Kim kimi kıskanıyor siz karar verin.

Çok uzatmayayım...

Asgari ücret zammı en az açlık sınırı üzerinde olacak şekilde güncellenmeli. Ya da 6'şar aylık dönemlerde enflasyon ve artı refah payı olarak belirlenmeli.

Daha da önemlisi sosyal haklar konusunda (fazla mesai, yıllık izin gibi) gerekli haklar tanınmalı.

{ "vars": { "account": "G-YL44BW7VWJ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }