Olası ve yaşanması muhtemel her türlü kötü senaryoyu hafızamızda en az bir kere canlandırmışızdır. "Şu böyle olursa, bu böyle olur" diye... Bir satranç gibi aslında; önceden hamlelerimizi belirlemiş oluyoruz.
İyi günler, iyi haftalar.
Kıymetli okurlar, bu hafta hem ülkemizi hem de uluslararası gündemi geçtiğimiz hafta meşgul eden, İsrail’in Dürzi bahanesiyle gerçekleştirdiği Suriye saldırısını analiz etmek istiyorum.
Bilindiği üzere Suriye’de uzunca yıllardır bir iç savaş yaşandı. Çok büyük acılar, gözyaşları bu savaşla birlikte geldi. Baas rejimi çok acılar çektirdi ve sonuçta aynı ülkenin insanı, aynı ülkenin insanını rejim için öldürdü. Biri rejimi destekledi, biri devrilmesini istedi.
Ülkemiz hem maddi hem de manevi anlamda muhalif tarafın yanında oldu ilk günden beri. Ve sonunda Şara’nın başını çektiği muhalif kadro, Esad hükümetini, rejimini yıktı. Esad, Rusya’ya kaçtı. Şara, ülkede her şeyi kontrol altına alarak kamu düzenini sağlamak ve kurumsal yapıyı tekrar oturtmak için çalışmalara başladı. Ülkemiz de bu manada her türlü imkânı sağladı, bir an önce toparlansın diye.
Evet, ne oldu sonra? İsrail baktı ki Türkiye burada söz sahibi olacak, hemen harekete geçti. Hatırlarsınız, Esad kaçtıktan hemen sonra Suriye’nin bütün altyapısını –askeri üsler dahil– bombaladı. İsrail, bu saldırılara aslında devam edecekti. Ancak o sırada İran ile ilgili durum araya girince, İran’a yoğunlaştı. Ve İran ile birbirlerini bombaladılar. İran–İsrail füze savaşı... Siz değerlendirin, kimin kime karşı üstün geldiğini.
İsrail, İran ile ilgili durumu şimdilik en azından bir kenara bıraktı, hemen yönünü tekrar Suriye’ye çevirdi. Bahane hazır… Gerçi İsrail’e bahane de gerekmez ya… Neyse, Dürziler üzerinden Suriye’de tekrar operasyon başlattı. Bu operasyonun arkasında, Golan Tepeleri’nden başlayarak YPG’nin Suriye’deki Rojava bölgesine bir koridor açma niyeti olduğu düşünülüyor.
Umarım burada başarısız kalır. Her ne kadar Suriye düzenli bir orduya sahip olmasa da, İsrail’in Suriye’de işlerinin kolay gideceğini düşünmüyorum. Bir yere ne kadar füze atarsanız atın, kara savaşı olmadan galip gelemezsiniz. İşte kara savaşı başladığında işler değişir.
Sular yükselince balıklar karıncaları yer; sular çekilince karıncalar balıkları...
Kendinize iyi bakın, hoşça kalın.