Sumud gemisi: Vicdanın rotası, Gazze’nin umudu

Ali Keskinsoy'un "Sumud gemisi: Vicdanın rotası, Gazze’nin umudu" başlıklı köşe yazısı

Bugün kalbimizi sızlatan Gazze ve Kudüs meselesini, İslam’ın kardeşlik ve dayanışma öğretileri çerçevesinde, herkesin anlayacağı sade bir dille ele alıyoruz. Son dönemde Sumud (direniş) filosuyla gündeme gelen insani yardım girişimleri, Filistin halkının yıllardır süren sıkıntılarını yeniden görünür kılmıştır. Dünya birçok zaman zalimin yanlı davranışına sessiz kalsa da mazlumun duası ve ümmetin vicdanı susmaz.

Allah Kur’an’da zalime karşı uyarır; “Sakın zalimlerin yaptıklarından Allah’ı gaflet içinde sanma!” (İbrahim, 42). Bu uyarı, güç kimde olursa olsun adalet ve hakikat karşısında asla pes etmememiz gerektiğini hatırlatır. Gazze’deki insanlarımız açlıkla, korkuyla, evsizlikle imtihan edilirken onların sabrı, sabırla verilen mücadele Kur’an’ın bize müjdelediği sabrın canlı örneğidir (Bakara, 155).

Peygamber Efendimiz’in, “Mazlumun duasından sakın; çünkü onun duası ile Allah arasında perde yoktur” hadisi, mazlumun hak arayışının, duasının bizzat Allah’a ulaştığını ve bu dua sayesinde zalimlerin hesabının sorulacağını haber verir. Sumud filosunda yola çıkan aktivistlerin duası, yardım çabaları ve gösterdikleri cesaret, tam da bu imani vasfın dışa vurumudur: Ellerinde silah olmasa da vicdan ve merhametle hareket ettiler.

Kudüs’ün ve Gazze’nin önemi yalnızca coğrafi değildir; Mescid-i Aksa’nın bulunduğu Kudüs, ümmetin tarihi ve ruhi mirasıdır. Kur’an, Mirac hadisesi vesilesiyle Aksa’yı mübarek kılınmış bir mekan olarak zikreder (İsra, 1). O yüzden orada yaşanan saldırılar, sadece oradaki insanlara değil bütün ümmete yapılmış bir haksızlıktır. Tarih boyunca zulüm her defasında çökmüş, hakikat galip gelmiştir; bugün de böyledir (Şuara, 227).

Peki biz ne yapabiliriz? Küçük görünen katkılar büyük fark yaratır. Yapılabilecek temel, somut ve akılcı adımlar şunlardır:

Dua ve bilinçli destek: Her namaz sonrası, evde ve toplulukta Gazze için dua etmek; mazlumların sesini duyurmak. Dua müminin en güçlü silahıdır.

Doğru haber ve dayanışma: Sosyal medyada doğrulanmamış bilgileri paylaşmayarak fitnenin yayılmasını engellemek; güvenilir yardım kuruluşları aracılığıyla koordineli maddi yardım sağlamak.

Maddi katkı ve insani yardım: Sadaka, zekat, fitre ve insani yardım fonları üzerinden ihtiyaç sahiplerine destek olmak; yerel STK’larla iş birliği kurmak.

Toplumsal birlik: İçimizdeki kırgınlıkları bir kenara bırakıp ümmet şuuru ile hareket etmek; ayrışmaların zulme hizmet edeceğini bilmek.

Eğitim ve farkındalık: Gençleri bilinçlendirip cami ve sivil toplum alanlarında dayanışmayı güçlendirmek.

Unutmayalım: Küçük bir iyilik, Allah katında büyük karşılık görür. “Kim zerre kadar hayır işlerse onu görür.” (Zilzal, 7). Ayrıca Peygamberimiz, “Kim bir müminin dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da kıyamet gününde onun sıkıntılarından birini giderir” buyurmuştur (Müslim).

Mazlumun yardımına koşmak, sadece insani bir görev değil, imani bir sorumluluktur. Zulme karşı sessizlik ise sadece mazluma ihanet değil, toplumun geleceğine de zarar vermektir. Peygamberimiz’in “Allah’ın eli toplulukladır” sözü (Tirmizi) birlik olduğumuzda bize destek olacağını hatırlatır.

Bugün yapılacak en doğru iş; kalplerimizi birbirine yakın tutmak, mazlumu yalnız bırakmamak, doğruluğu ve merhameti savunmaktır. Hep birlikte Kur’an’ın “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın; parçalanıp bölünmeyin” emrine kulak vererek hareket edersek hem dünya hem ahiret için daha sağlam bir duruş sergilemiş oluruz.

“Allah’ım, bu buluşmayı mübarek eyle, Gazze’deki mazlumlara yardım et, kalplerimizi hak üzere birleştir.”

Amin.

{ "vars": { "account": "G-YL44BW7VWJ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }