Okulların açılmasına sayılı günler kaldı. Evlerimizde tatlı bir telaş var; defterler, kalemler, çantalar, ayakkabılar hazırlanıyor. Ancak bu telaş her ailede aynı şekilde yaşanmıyor. Bazı çocuklarımız, okula eksik malzemelerle, hatta mahcup adımlarla başlamak zorunda kalıyor.
Oysa Karasu, yardımlaşmayı çok iyi bilen bir ilçe. Geçmişte bayram öncelerinde nasıl hep birlikte ihtiyaç sahibi çocuklarımıza bayramlık aldıysak, kış öncesi mont ve bot desteği verdiysek, kırtasiye malzemeleri toplayıp okullara ulaştırdıysak, bugün de aynı ruhu yeniden yaşatabiliriz.
Karasu’nun nüfusu on binleri buluyor. Her birimiz kendi çocuğumuza alışveriş yaparken birer fazla alabilsek; bir çift ayakkabı, bir okul çantası, birkaç defter ya da forma… Bunları çocuğumuzun okuduğu okula, bir poşet içinde bırakabiliriz. Küçük gibi görünen bu adım, bir çocuğun bütün eğitim yılına ışık olur.
Görevim gereği ilçemizdeki okulları sık sık geziyorum. Gördüğüm manzara şu: Bir çocuğun gözlerindeki utangaçlığı silmek, ona “sen de bizim kadar değerlisin” diyebilmek için büyük bütçeler gerekmiyor. Sadece küçük bir gönül birliği yeterli.
Bu çağrı, yalnızca maddi imkanı olanlara değil; gönlünde iyilik taşıyan herkese… Hep birlikte elimizi uzatırsak, Karasu’da hiçbir çocuk okulun ilk gününde eksik, mahcup ya da mutsuz başlamaz.
Hadi gelin, bu yıl da dayanışma zincirimizi koparmayalım. Bayramlık sevincini nasıl birlikte yaşattıysak, okul heyecanını da birlikte yaşatalım. Unutmayalım: Paylaştığımız her çanta, her defter, her ayakkabı, Karasu’nun yarınlarına atılmış en değerli imzadır.