Yapa yapa bunu mu yaptınız?

Ayşenur Elmacı'nın "Yapa yapa bunu mu yaptınız?" başlıklı köşe yazısı

Karasu’da yaşanan bazı sorunlar vardır ki, mesafesi kısadır ama etkisi büyüktür. Ekşiler Beton çıkışında Tuzla ışıklara gelmeden karayolları tarafından yapılan ve yaklaşık 25 metreyi geçmeyen bir yol çalışması da tam olarak böyle bir örnek oldu. Fiziksel olarak küçük, ama yönetimsel olarak büyük bir sorun.

Karasu–Tuzla ışıklarına gitmeden önce yapılan bu çalışma nedeniyle yaklaşık 2 günlüğüne yol Adapazarı’ndan Karasu istikametine doğru tamamen kapatıldı. “İki gün” denilince kulağa basit geliyor olabilir. Ancak o iki gün boyunca Karasu - Karapınar arasındaki yol adeta felç oldu. Özellikle Adapazarı yönünden gelen sürücüler için tam anlamıyla bir çileye dönüştü.

Vatandaşlar, alternatif güzergah olarak Karapınar’dan girip Tuzla ışıklarından çıkmak zorunda kaldı. Bu da dar yollar, uzun kuyruklar, yön karmaşası ve zaman kaybı demekti. İşine yetişmeye çalışanlar, hastası olanlar, yük taşıyanlar, çocuklarını okula götürenler… Kim varsa o gün yolda kaldı.

Yolu gidiş geliş olarak iki taraflı kapatmak yerine Karasu’dan Adapazarı’na gidiş açıkken o yolu tek şeride düşürüp şeridi ikiye bölüp Karasu’ya gidişi de vermek çok mu zordu? Kısa mesafeyi o kadar uzatmak vatandaşı mağdur etmek daha mı kolaydı?

Asıl soru: Bu çalışma böyle mi yapılmalıydı?

Kimse yol yapılmasına karşı değil. Aksine, vatandaş daha iyi, daha güvenli yollar istiyor. Ancak mesele “yapmak” değil, nasıl yapıldığı.

Yol kapatılmadan önce yeterli bilgilendirme yapıldı mı?
Alternatif güzergahlar doğru şekilde planlandı mı?
Trafik akışını yönetecek ekipler sahada yeterli miydi?
Bu çalışma gece saatlerinde ya da trafiğin daha az olduğu zamanlarda yapılamaz mıydı?

Ne yazık ki bu soruların çoğunun cevabı vatandaşın yaşadığı mağduriyette gizli, çalışma tamamlandıktan sonra ise asıl tablo ortaya çıktı. Ertesi gün yol açıldı, ancak yoldan geçen neredeyse herkesin ortak tepkisi şuydu:

“Burası mı yapılmış?”
“Nasıl yapmışlar?”
“Yapmasalardı daha iyiydi.”
“Eskisinden daha kötü olmuş.”

Yaklaşık 25 metrelik bir çalışma… Belki o kadar da değil...
Bir gün boyunca kapatılan bir yol…
Ve sonuç: Teşekkür değil, eleştiri.

Kamu kurumlarının yaptığı her çalışma, doğrudan vatandaşın günlük hayatına dokunur. Bu nedenle her adımda “en az mağduriyet” ilkesi esas alınmalıdır. Ancak Karasu’daki bu örnekte, sanki bu ilke tamamen göz ardı edilmiş gibi.

Vatandaş bir gün boyunca çilesini çekti, trafikte saatler harcadı, işine geç kaldı. Karşılığında ise “daha kötü olmuş” denilen bir yol aldı. Bu noktada sorun sadece yolun kalitesi değil; kuruma duyulan güvenin zedelenmesidir. İnsanlar artık şu soruyu soruyor:

Bazen büyük projeler değil, küçük işler daha çok konuşulur. Çünkü vatandaş günlük hayatında en çok onları hisseder. Ekşiler Betonu çıkışındaki bu çalışma, karayollarının Karasu’daki algısına ciddi zarar verdi.

Bir günlük yol kapatma belki takvimde küçük bir detaydır ama hafızalarda uzun süre kalır. Çünkü insanlar yapılan işten memnun değilse, süreyi değil sonucu konuşur.

Sonuç: Yol yapmak yetmez, doğru yapmak gerekir

Karayolları gibi köklü bir kurumdan beklenti, sadece asfalt dökmesi değil; planlı, şeffaf ve vatandaş odaklı çalışmasıdır. Bu olay gösterdi ki, iletişim eksikliği ve plansızlık en basit işi bile krize dönüştürebiliyor. Karasu halkı yol yapılmasına değil, böyle yapılmasına itiraz ediyor.

Yolu bilmeyen sürücüler o yola hızlı giriş yapma Allah göstermesin kazaya da sebebiyet verir.

Ve belki de en acı gerçek şu: Bir gün boyunca çekilen onca çile, sonunda “keşke yapmasalardı” dedirttiyse, ortada ciddi bir sorun vardır.

“25 metre asfalt, tonlarca tepki” desek daha doğru olur.

{ "vars": { "account": "G-YL44BW7VWJ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }