Her yıl Ramazan ayı gelip çattığında ülkece büyük bir manevi heyecana kapılırız. Teravihler, sahurlar, iftarlar, camiler dolup taşar. Üç aylar geldiğinde bir huşu hali sarar hepimizi. Ancak İslam’ın takviminde bir zaman dilimi var ki, fazileti hadislerle sabit olmasına rağmen çoğu zaman gölgede kalır: Zilhicce ayının ilk on günü.
Oysa Peygamber Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) bu günlerin değerine şöyle işaret eder:
“Allah katında, Zilhicce’nin ilk on gününde yapılan salih ameller kadar sevimli başka hiçbir amel yoktur.” (Buhari, Edeb 123)
Bu on gün, sadece Kurban Bayramı'nın arifesi değil; içinde Arefe günü, hac ibadeti ve yeryüzünün dört bir yanında Allah’a yaklaşma niyetiyle kesilen kurbanlar da barındırır.
Tıraş, tırnak ve kurban bağlantısı
Kurban ibadetine niyetlenen Müslümanlar için bu günlerde dikkat edilmesi gereken özel bir konu da var: Tıraş ve tırnak kesimi. Pek çok vatandaşımızın kafasında soru işareti oluşturan bu mesele, aslında açık bir hadis-i şerifle sabittir.
Ümmü Seleme validemizden rivayet edilen ve Müslim’in sahih olarak kaydettiği bir hadiste Efendimiz şöyle buyurur:
“Zilhicce'nin on günü girdiğinde, kurban kesmek isteyen kişi, saçından ve bedeninden hiçbir şey kesmesin.” (Müslim, Edahi 13)
Yani kurban kesecek olan kimseler, Zilhicce ayı başladıktan sonra –kurbanı kesene kadar– saç, sakal, bıyık ve tırnaklarını kesmemelidir. Bu, bir yasak değil; Efendimiz’in sünnetine uymanın ve kurban ibadetine olan bağlılığımızı göstermenin sembolik bir yoludur.
Kesmeyenin durumu günah mı?
Bu konuda hemen akla gelen soru şudur: “Peki tıraş olursak, tırnak kesersek günaha girer miyiz?”
Cevap: Hayır.
Ancak bu davranış, İslam alimlerince “tenzihen mekruh” olarak değerlendirilir. Yani yapılmaması daha faziletli olan, ama yapılırsa da günah olmayan bir durumdur. Tıpkı nafile ibadetlerde olduğu gibi: Yaparsanız sevap, yapmazsanız günah yok; ama manevi bir fırsatı kaçırmış olursunuz.
Hazırlıklı girelim
Zilhicce ayının başlangıcını takvimlerden kontrol edip, kurban niyetindeysek bir gün öncesinden tıraşımızı olup tırnaklarımızı kesmemiz tavsiye edilir. Böylece hem bu sünneti ihmal etmemiş hem de Peygamberimiz’in tavsiyesine uymuş oluruz.
Bu günleri boşa geçirmeyelim
Zilhicce’nin ilk on günü manen dopdolu bir zaman dilimidir. Bu günlerde sadece tıraş değil, şu amellere de yönelmemiz büyük sevap kazandırır:
-Nafile oruç tutmak
-Bol bol zikir ve tesbihat
-Tevbe ve istiğfar
-Sadaka vermek
-Kur’an-ı Kerim okumak
-Dua etmek
Özellikle Arefe günü yapılan ibadetlerin, oruçların ve duaların Allah katındaki yeri büyüktür. “O gün oruç tutanın iki yıllık günahı affolunur” buyurur Sevgili Peygamberimiz.
Son söz olarak: Farkına varmak, değerlendirmek
Zilhicce ayı, takvimdeki sıradan bir ay değildir. İçinde kurban vardır, hac vardır, Arefe vardır; ama en önemlisi içinde Allah’a yaklaşmaya açılan kapılar vardır.
Rabbimiz bu günleri hakkıyla değerlendiren, kurbanını gönülden sunan, sünnete uyan ve bu faziletli vakitlerde kalbini temizleyen kullarından eylesin.
Velhamdülillahi Rabbil alemin.