Uğur Büyük'ün "Bir yaz daha tatsız geçti" başlıklı köşe yazısı

Türkiye’nin en uzun ikinci sahiline sahip bir yer Karasu. Yaklaşık 20 km uzunluğa sahip. Kum inceliği harika. Karadeniz yerine Ege veya Akdeniz’de olsak burada mevsim boyu yerli yabancı turist sayısı milyonları aşardı.

Gelgelelim Karadeniz’e göre hava şartlarına göre hareket etmeliyiz. Deniz dışında yapılacak sanatsal, spor ve eğlence etkinliklerinin sayısını arttırmalıyız. Karasu’da nehir var, göl var, longoz var, orman var, şelale var, uçsuz bucaksız bahçelerimiz var vallahi yabancılarda şunlardan biri olsun turizm adına iki elle sarılıyorlar ona. Bizde hepsi var yeterince faydalanamıyoruz.

Yeni Mahalle’ye betondan bir alan yapmalarına rağmen yerel işletmeler dışında kötü vaziyette, Küçükboğaz aynı şekilde, Maden Deresi en kötüsü. Yolları, girişi, çevre temizliği, WC-market-güvenlik gibi temel şeylerin olmaması çok üzücü.

Karasu sahiline dönersek 20 km boyunca insanın temel ihtiyacı olan tuvalet kabini kaç adet var? Binlerce insan saatler boyu burada zaman geçirirken bu ihtiyacını nerede karşılamaktadır? Karasu Belediyesi tarafından 500 metrede bir on adet WC kabini on adet duş kabini koymak çok mu maliyetlidir?

Denize girme yasakları, sahilde alkol yasağı ve üstüne bu yaz yaşadığımız su problemi turizmi baltaladı. Mevsimi uzatmalıyız derken artık eylülü bile göremez olduk. Şehir eğlenceden, spordan ve sanattan çok uzak. Bu şehri yönetenler bunu göremiyor mu görmek mi istemiyor?

Gerçekten anlamakta zorlanıyorum. Bu ilçenin turizmi ile ilgilenen kimsenin bu sorular aklına gelmiyor mu? Vatandaşlarımız toplu dilekçe yazıp belediyeden bu ihtiyaçları talep etmiyor mu? Muhalefet partilerimiz bu konuları neden gündeme getirmiyor? Basınımız bu sorunları neden haber yapmıyor? Tatsız bir emekli ilçesi olma yolunda hızla ilerliyoruz…