Tugay Bilgen'in "İdeal çilingir" başlıklı köşe yazısı

Değerli okur, geçtiğimiz hafta hayat akışında içerisinde mahsur kaldığımız olumsuz durumlar karşısında pasif ve aciz kalmamak için farklı bir bakış açısından "Çilingirin Yolu"ndan bahsetmiştik. Bu hafta da bu yolda yürümek isteyenler için kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Çilingirin yolunda yürümenin ilk adımı çilingiri tanımaktır. Peki kimdir bu çilingir? Özellikleri nelerdir? Bu konuyu da hikayeleştirerek anlamaya çalışacağız. Kahramanımızın adı Murat olsun. Size biraz Murat'tan bahsedeyim. Murat'ı ideal bir çilingir yapan birkaç özellik vardı. (Ben size kim olduğunu anlatırken sizlerin bir yandan da kim olmadığını düşünmenizi istiyorum. Onu tanımak için bunlara ihtiyacımız olacak.) Murat'ı diğer insanlardan ayıran ilk özelliği, anahtarlardan ziyade kilitleri bilmesi ve bu konuda kendini eğitmesiydi. Murat şunu iyi biliyordu. ‘Anahtarları bilen anahtara mahkum iken, kilitleri bilen artık anahtarın kendisi olmuştur.’ Zaten Murat'ta her kilidin anahtarı da yoktu. Kim bütün anahtarlara sahip olabilirdi ki? Onun fark ettiği şey, anahtarlar binlerce iken kilit mekanizmaları birkaç çeşit ve birbirlerine benzerdi. Birkaç aleti vardı, bu aletler ile kilitleri açardı. Onu ideal yapan ise çevredeki mevcut eşyaları da yeri geldiğinde alet olarak kullanabilmesiydi. Murat işlerini ivedilikle hallederdi. Kimin saatlerce kapıda dikilmeye tahammülü vardı ki? O kilitleri açar ama kapıya zarar vermezdi. İşte bu kısım değerli okur, hedefe ulaşmak için her yol mubahtır diyenlerden olmadığı içindi.

Değerli okur, ideal çilingir hakkında fikir sahibi olmaya başladığımızı umuyorum. Bu yolda yürümekte kararlı isen işte ilk görevin. Anahtarları düşünmeyi bırakıp kilitlere odaklanmaya, kilitlerin doğasını öğrenmeye başla. Unutma kilidi bilen artık anahtarın kendisi olmuştur. Esenlikle kal.