Oğuzhan Kır'ın "Ruslar ve Almanlar Sakarya’yı işgal edecekti!" başlıklı köşe yazısı

Ruslar I. Dünya Savaşı’nda İstanbul’u ele geçirmenin hesaplarını yaparken Sakarya Nehri’ni sınır kabul etmişler, çıkarmayı Karasu’dan yapmayı planlamışlardı. I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla Rusya, Boğazları ele geçirmek için girişimlere başladı. İngiltere’nin de Boğazlar üzerinde emellerinin olması Rusları daha hızlı karar almaya yöneltti.

1914’te Rus Dışişleri Bakanlığı Yönetim Dairesi Başkan Yardımcısı (Vitse Direktör) Nikolay Aleksandroviç Bazili bir rapor hazırladı. Rapora göre İstanbul Boğazı’nda tam hakimiyet kurmak için Avrupa yakasında Terkos Gölü, Anadolu yakasında ise Sakarya Nehri’ne kadar olan bölgelerin ele geçirilmesi gerekiyordu.

1916 yılında Rus Deniz Kuvvetleri Generallerinden Bubnov ve Karargah Komutanı A. İ. Rusin, Boğaz harekâtı için General Alekseev’i ikna etmeye çalıştılar. Hazırladıkları harekat planına göre çıkarma kesinlikle Sakarya Nehri ağzından yapılmalıydı. Evvela İstanbul’a denizden ani bir baskın yapılacaktı. Bu sırada Sakarya Nehri’nin doğusu ve batısından karaya asker çıkarılacak ve Osmanlı’nın Anadolu’daki birliklerini İstanbul’a sevketmesinin önüne geçilecekti. Sakarya’dan karaya çıkan Rus ordusu, Bolu’ya kadar olan yol güzergahını ele geçirdikten sonra hızlıca İstanbul’a yürüyecekti.

İşgal planıyla ilgili olarak Bubnov; “İstanbul Boğazı çevresinde sadece 15 adet Türk Tümeni bulunmaktadır. Kafkasya’da Türkleri ağır yenilgiye uğrattığımız için Türk yedek kuvvetleri şu an Sivas’a gönderildi. Sivas, İstanbul’dan en az bin km mesafededir. Sivas- Ankara arasında demiryolu olmadığından bu kuvvetlerin İstanbul’a gelmesi 22-25 gün sürecektir. Selanik’ten yardım gelmesi ise en az 10-15 günde olacaktır. Boğazları bize karşı savunabilecek en büyük askeri kuvvet Gelibolu Yarımadası’nda bulunmaktadır. Onları İstanbul’a taşıyacak nakliyat gemileri Rus ordusu tarafından Karadeniz’de vurularak yok edilmiştir. Bu koşullarda 2-2,5 tümenden oluşan bir Rus kolordusu Boğazı ele geçirmek için yeterli olacaktır.”

Ruslar ve Almanlar, II. Dünya Savaşı’nda da Sakarya sahillerini yakından takip etmişlerdi. Türk Devleti, sahillerini korumak için Şile’den Sakarya Nehri’nin doğusundaki Melen Çayı’na kadar tabyalar (koruganlar) inşa etmişti. Ruslar, Boğazları ele geçirebilmek için onlarca plan hazırlamışlar ve Sakarya Nehri’ni de buna dahil etmişlerdi. 1944 yılında Hitler’in denizaltıları U-19, U-23 ve U-20 Sakarya deniz sahasında dolanmışlar, U-20 mürettebatı gemiyi batırarak Karasu sahiline çıkmıştı.

Bütün bu bilgiler ışığında Sakarya’nın İstanbul ve Boğazlar ile entegre bir yerleşim yeri olduğu göz önünde bulundurulduğunda Sakarya Bölgesi stratejik açıdan daima Rusların ve Almanların hedefinde olmuştur. Günümüzde, Sakarya sahilleri; Kırım’ı ve Ukrayna’yı ele geçiren Rusya ile artık doğrudan sınır bölgesi haline gelmiştir.

Tarihi süreçte edindiğimiz tecrübe, Karadeniz’de olası bir sıcak çatışma halinde Sakarya sahilinde bulunan Kaynarca, Karasu ve Kocaali’nin doğrudan hedef olacağı yönündedir. İnsan tarihinin en kanlı dramının yaşandığı II. Dünya Savaşı’nda ülkemizin güvenliğini sağlayan ve günümüzde hızla yok olan Çakmak Hattı Koruganları’nın koruma altına alınması, anıtlaştırılması ve yeni nesillere aktarılması çok önemlidir. Bu konuyla ilgili milletimizi ve devletimizi bir kez daha göreve davet ediyorum.

Kaynak: Hayri Çapraz, “Birinci Dünya Savaşı’nda Rusya’nın Boğazları Ele Geçirme Planları”, Çarlık Rusyası ve Boğazlar, Harp Tarihi Çalıştayı Bildirileri 12 Haziran 2019.