Sultan Güner'in "Mutlu olmak nasıl bir şeydi?" başlıklı köşe yazısı

Mutlu olmak neydi? İnsan gülünce mutlu muydu? Gülmek sadece bir refleks miydi?

Yoksa ‘gülmek devrimci bir eylem’ miydi?

Hayatın bizleri mutlu etmek gibi bir misyonu olmasa da aklıma bir çırpıda gelen sıkıntı yaratan mutsuz eden unsurlarını sıralamak geliyor içimden.

Kısa vadede ne olursa mutlu hissedebiliriz? Bir ihtimalde olsa…  

Savaşların bitirilip insanların birbirini öldürmekten vazgeçmesi halinde mi? Yoksa savaşı çıkaranların bizzat kendileri savaş meydanlarında savaşa savaşa birbirlerini bitirmeleri mi?

Çocuklar; en yakınları dâhil hiç kimsenin şiddetine, tacizine uğramadıklarında mı?

Kadınlar; kendi hayatları doğrultusunda yaptıkları seçimler yüzünden öldürülmediği günlere geldiğimizde mi?

Ağaçların, ormanların rant uğruna yok edilmediğinde mi?

Hayvanların da insanlar kadar bu dünyanın bir parçası olduğunu herkesin öğrenmiş olduğu zaman mı?

Sokaklarda cirit atan trafik magandalarının son bulmasından sonra mı? Bireysel silahlanma ile Teksas’a dönen sokakların huzura ulaşmasından sonra mı?

Adına “seçim” denilen ama halkın seçtiği vekil veya başkanların hak ettikleri görevlerinin başında olduklarında mı?

Keyfi tutuklamaların son bulmasında, adaletin gerçek anlamda uygulanmaya başlamasından sonra mı?

Tüm hayatı doğuran ve sürdürülmesi için sürekli çabalayan kadınların “insan” yerine konulduğu, emeklerine saygı gösterildiği zaman mı?

İşçiler emeklerinin karşılığını alıp insanca geçinecek kazanca ulaşınca mı?

Çiftçiler yıl boyu emek verdikleri mahsullerini çöpe dökmek yerine değerinde elden çıkarabildiklerinde mi?

Emekliler, lütuf gibi değil de yıllarca zaten ödedikleri primlerin geri ödemesini hakkıyla alıp harcadıkları, dünya seyahatlerine dahi çıkabildikleri zaman mı?

Halkın büyük çoğunluğunun tek eğlence kaynağı TV’lerde neredeyse çoğunlukla şiddet içeren yapımlar yerine insanların birbirleriyle doğru iletişim kurmalarına, şiddetten uzaklaştırıp eğitici programlara ve dizilere yer verilmesiyle mi?

Şiddet ve ötekileştirme dili yerini tüm halkların sevgi ve beraber barış içinde yaşama diline bırakmasıyla mı?

Hangi parti, hangi örgüt, hangi grup olursa olsun yakın çevresindeki çıkar grupları dışında kalan herkesin faydalandığı işlere imza attıklarından emin olduğumuzda mı?

Hâlâ 100 TL değil de etiketlere 99,99 TL yazıp malını alabileceğimizi düşünen satış yöntemlerini gözümüze sokulmadığı zamanların gelmesiyle mi?

Sorular, sorular o kadar çoklar ki! En son ne zaman mutlu, huzurlu hissettik bir düşünelim!

Kötülerin işbirliği bittiğinde ya da kendi aralarında çıkar kavgaları başladığında; bir ihtimal işte belki o zaman bizleri duyan, gören olması dileğimle…