Son yıllarda görülen en kötü hastalıklar ne kanser ne verem ne de bulaşıcı hastalıklar. Hatta Kovid bile değil. Yıllardır özellikle ülkemizi saran en kötü hastalıklar ne yazık ki uyuşturucu ve kadına şiddet. Diğer hastalıkların tedavisi, korunma yolları, aşıları var. Ama bu en kötü hastalıklara ne yapıldıysa bir çözüm bulunamıyor.

Ne uyuşturucuya ne kadına şiddete. Ama bu hafta ki yazımda kadına şiddeti ön planda tutacağım. İlerleyen haftalarda uyuşturucu konusunda da birkaç kelamım elbet olacaktır. Ama şimdilik şunu söyleyeyim uyuşturucu ile mücadele kesinlikle aile ile başlamalı. Aileler, evlatlarınıza sahip çıkın. Kimlerle arkadaş olduklarını takip edin. Size kızsa da darılsa da evlatlarınızın takipçisi siz olun. Yoksa iş işten geçiyor ve karakol köşelerinde, hastane koridorlarında en sonunda ise mezarlık yolunda takipçisi olmak zorunda kalıyorsunuz. Allah hiçbir anne babaya bu acıları yaşatmasın.

Evet eğitim ailede başlıyor. Ve evet aileler çocuklarınızı takip edin. Eşlerine nasıl davranıyorlar. Erkek adam yapar deyip oğlunuza göz yummayın. Ya da kocasıdır biz ne yapalım deyip kızınızdan bir haber yaşamayın. Bir sorun varsa onun temeline inelim. Çalışmaya temelden başlayalım. Bizde her şeyin temeli aile ise burada da çözüme aile ile başlamalıyız. Mesela geçen günlerde sosyal medyaya düşen videodaki hastalıklı yaratık. Sokak ortasında tekme tokat boşandığı eşini dövüyor. Kadın yerde hareketsiz kalmış. Hala kafasına tekme atıyor. Başkası hamile eşini öldürür.

Diğeri çocuğa istismarda bulunur. Şimdi ailesinden gerekli eğitimi almış insanlar bunu yapar mı? Bu kadar hırsın, direk öldürme hırsının sebebi ne olabilir? Bir insan hayatı bu kadar mı basit? Aynı yastığa baş koymuşsun sonra o ya da bu sebeple ayrılmışsın, bu kadar gözünü karartmanın, bir insanın canına kast etmenin manası ne? Hamile kadına, ufacık çocuklara el uzatmak, istismar gözüyle bakacak kadar gözü karartmak aklınıza yatmıyor değil mi? Ne olabilir ki diyorsunuz katil olabilecek, ahlaksız tecavüzcü olabilecek. Ama delikanlı erkek ya, rüştünü ispatladı.

Bizim öğrendiğimiz, bildiğimiz erkeklik bu değil ama. Asıl delikanlılık bunu yapanları sokak ortasında tanınmaz hale getirmektir. İşte asıl erkekler onlar. Eşine, kızına nerede bir kadın varsa ona karşı yerine bilip ona göre davranan asıl erkek. Yani “Dünya'nın yarısını kadınlar oluşturur, öbür yarısını da kadınlar yetiştirir” sözünün farkında olanlar asıl erkek. Bunlar ne erkek ne insan. Olsa olsa hasta yaratıklar.