Bu hafta siyasileri farklı yönleriyle eleştireceğim. Ve aylardır olduğu gibi bundan sonra da ister iktidar olsun ister muhalefet olsun doğru bildiğim konularda eleştirmekten de geri durmayacağım. Siyasi görüşümü beni tanıyan herkes bilir. Saklamadım, saklamıyorum. Ayrıca gurur duyuyorum. En azından öyle ya da böyle bir fikir dünyam ve bir düşüncem var.

Tanıştığım herkese de bunu öneriyorum. Özellikle genç kardeşlerime, hangi parti olursa olsun terörist parti hariç hangi siyasi düşünce olursa olsun vatansever her kardeşim bir siyasi düşünce de kendilerini var etsinler. Çünkü bu kirli ortamı ancak öyle temizleyebiliriz. Ortak paydamız vatan, bayrak, millet ve din olduğu sürece farklı siyasi düşünceler bizim zenginliğimizi gösterir. Peki, yapacağım farklı eleştiri ne? Birini bir konuda eleştirip, aynısı yapılınca veya çevren aynısını yaptığında susmak, üç maymunu oynamak, görmezlikten gelmek.

Mesela İyi Partiye giden ve müthiş ülkücü olduğunu iddia eden ağabeylerim hep neyi eleştirmişti. Biz bunlarla nasıl bir araya geliriz. Ak Parti ve MHP nasıl ittifak kurar. Geçmişte açılım süreci, fetö konuları ve liderlerin birbirlerine söyledikleri sözler üzerine. Yok Erdoğan bunu demişti yok Bahçeli şunu demişti. Evet dediler. Peki günümüzde neler oluyor? Mesela Cemal Enginyurt CHP ve yöneticilerine neler demişti? “Biz Ak Parti ile ittifak kurmayacağız da domuz etini şu kadar dakika da yemekle övünen CHP ile birlikte mi ittifak olacağız” demişti. Bu sadece bir örnek. Hatta öyle on yıllar öncesinden değil. Taş çatlasın 2 sene, hadi 3 sene. Daha eskiye gidelim. Geçenlerde masada oturan üçlü. Davutoğlu, Kılıçdaroğlu ve Akşener. Davutoğlu Kılıçdaroğlu’na neler, neler demişti. Ne Fetösü kalmıştı ne başka bir şeyi. Kılıçdaroğlu durmamış o da saydırmıştı. Akşener MHP’de iken Davutoğlu neler, neler demişti ülkücülere. Sayın müthiş ülkücü ağabeylerim ne oluyormuş peki? Nasılmış? Hadi desenize ablanıza yahu abla bu adam bize neler, neler demişti, biz nasıl onlarla ittifak kurarız. Ha Tayyip Erdoğan ha Ahmet Davutoğlu. Aynı dönemin insanları desenize. Yahu biz, bizlere hakaret edenlerle ittifak olduğu için Bahçeli’ye kızdık partiden ayrıldık, bunlar değil miydi bize hakaret edenler desenize. Yahu hadi Tayyip Erdoğan açılım süreci, fetö konusunda yol verdi, suçlu. Peki Davutoğlu Başbakan değil miydi? Dış İşleri bakanı değil miydi? Onunda bu konulardaki konuşmaları, fikirleri hala kayıtlarda desenize. Yok diyemezsiniz. Çünkü orada artık sizin bir vasfınız kalmadı. Parti kurulurken kullanılıp sonra bir kenara atıldınız. Bahadır Erdem gibilere, Selahattin Demirtaş gibilere, Pervin Buldan gibilere tercih edildiniz. Geçmiş olsun.

Bakın buna yakın bir örnek geçenlerde yaşandı. Bir kadın çıktı televizyona Cumhurbaşkanına hakaretler savurdu. Acizlik işte. Ne olursa olsun o bu ülkenin Cumhurbaşkanı bir yerde, bir sınır vardır. Hatta ilerde ne olacağı belli olmaz bir bakmışsın yan yana olmuşsun. Bir bakmışsın CHP ile Ak Parti ittifak kurmuş. Bakın geçmişten örnek vereyim. Sene 2010’lu yıllar. 2015 olabilir. Tam hatırlamıyorum daha önce de olabilir. Ege’de bir il. Aydın olabilir ya da Manisa. Devlet Bahçeli mitingde konuşurken ezan okunmaya başlıyor. Devlet Bahçeli yarıda kesiyor konuşmasını, ezanın bitmesini bekliyor. Tam o esnada alandan biri başlıyor dönemin başbakanına sallamaya. Bir şeyler diyor işte. O anda Bahçeli ‘ezan okunurken öyle sözler söyleme gene de o başbakanın senin’ diyor. En kanlı bıçaklı olunan dönem. Daha önceden Gül Cumhurbaşkanıyken yurt dışında bir hadsizlik olunca ona bile ilk MHP sahip çıkar önce Devlet derdi. Ama işte devlet adamı olmak, MHP olmak böyle bir şey. Bilemezsiniz. Tabi bu kadın gibilerden bunu beklemek fazla haksızlık olur. Çünkü bu kadının siyasi düşüncesinin başı genel başkanları bırakın iç dış siyaseti yurt dışlarında yabancı devletlere kendi devletini şikâyet edip demokrasi dilenmedi mi? Biden’ı umut olarak görmedi mi? Biz galiba çok şey bekliyoruz bunlardan. Ama burada bir şey daha eklemek gerekir. Bu olay üzerine tutuklama olmamalıydı. Mahkemeye verilebilir. Bu haktır. Ama ülkede ne suçlar ve ne suçlular var serbest. Tazminat haktır ama tutuklama kararı bence ağırdır. İnsanların kafasında soru işareti yaratır.

Son olarak hem bende hem de insanlarımızın üzerinde büyük rahatsızlık yaratan bir olay daha var. Hdp ve pkk konusu. Hem yönetenler yani iktidar hem muhalefet şeffaf ve dürüst davranmıyor ne yazık ki. Direkt ve açık olarak net bir tavır koyan tek parti MHP. Kabul edin ya da etmeyin durum bu. En somut örneği Selahattin Demirtaş konusu. Yargılamanın bu kadar uzun sürmesi ve suçları bu kadar sabit ve ortadayken hala hüküm verilememesi rahatsız ediyor. Suçları ve yaptıkları, söylemleri ortadayken cezanın kesilememesi rahatsız ediyor. İnsan düşünüyor acaba bir pazarlık mı var ortada. Acaba yeni bir açılım süreci için mi bekleniyor. MHP’yi karşısına alacak kadar. Çünkü kendi elleriyle kahraman yaratıyorlar. Olurda hüküm açıklanır ve yatarı denk gelip dışarı çıkarsa bir kesimin kahramanı olacak. Yaptıkları yanına kar kalacak. Zaten muhalefet bir şekilde hdp ve pkk’yı yumuşattı, kendi tabanlarına bile kabul ettirdi, üstüne bu olay tuzu biberi olacak. Zaten muhalefet bırakın gizli ittifakı filan artık onları savunmaya bile başladı. Bu çıtayı yükseltir ki geçmişteki açılım sürecini arar oluruz.