16. ve 17. Yüzyıllarda Akdeniz ve Karadeniz’de tam hakimiyet kuran Türk denizcileri, I. Dünya Savaşı’ndan mağlup ayrılan Osmanlı ülkesinin işgal edilmesiyle denizlerdeki bağımsızlığını tamamen kaybetti. Batı’ya karşı verdiği Milli Mücadele’yi kazanarak tüm dünyaya örnek olan Türk Milleti, 20 Nisan 1926 tarihinde çıkarılan Kabotaj Kanunu ile denizlerdeki bağımsızlığını yeniden kazandı. Türkiye Devleti için hayati önem taşıyan bu başarı, Cumhurbaşkanı M. Kemal Atatürk tarafından 1 Temmuz 1926 tarihinde Denizcilik ve Kabotaj Bayramı olarak ilan edildi.

 

Ülkemizin üç yanı denizlerle çevrili olmasına rağmen, denizi bu kadar ihmal eden başka bir ülke yoktur sanırım. Denizcilik ve Kabotaj Bayramı, her yıl ülkemizde olduğu gibi Karasu’da da sessiz sedasız kutlanıyor. Üstelik, Sakarya İlinin denize açılan kapısı konumunda olup, bünyesinde büyük bir nehir ve liman bulunduran, denize bağımlı bir ilçede halktan kopuk şekilde birkaç devlet görevlisiyle kutlanan bir garip Milli Bayram…

 

Sakarya, vilayet olduktan sonra ilk Denizcilik ve Kabotaj Bayramı,1 Temmuz 1956 tarihinde Karasu’da kutlandı. Kutlamalar, eskiden çok daha görkemliydi. Denizde yağlı direk, yüzme yarışı gibi yarışmalar düzenlenir, denizin üzeri balıkçı tekneleriyle dolardı. Şimdilerde ise, milletimizin büyük çoğunluğunun bundan haberi bile yok.

 

Karasu, bir iç şehir değil, aksine, Antik çağlardan beri bir liman kentidir. Karasu, varlığını yanı başındaki Sakarya nehri ile Karadeniz’e borçludur. Uzunca bir kıyı şeridine sahip olması, İstanbul'a yakınlığı, liman ve iskeleleri, verimli tarım arazileri ve gür ormanları burayı cazibe merkezi haline getirmiştir. Bu nedenle Karasu; Bithinya Krallığı, Roma İmparatorluğu ve Osmanlılara ev sahipliği yapmış kadîm bir deniz şehridir.

 

Karasu'nun Türk Denizciliği'ne katkıları saymakla bitmez. Roma ve Osmanlı İmparatorluğu zamanlarında, donanmanın kereste ihtiyacını karşılayan önemli bir liman kentidir. 1551’de Piri Reis’in Hint Deniz Seferleri sırasında Mısır Limanı’na Karasu’dan kereste gönderilmiştir. Türk denizciliğine böylesine katkıları olan bir şehrin insanlarının, günümüzde denizi sadece turizm amaçlı kullanması çok üzücü...

 

Karasu, Türk denizciliğine tarih boyunca önemli şahsiyetler yetiştirmiştir. Karasu tarihindeki en büyük denizci tabi ki, Yeniçeri Ocağı'ndan Silahşor Hacı Abdi Bey'dir (ö.1813). Kendisine, Sakarya Reisi, Sakarya Kaptanı şeklinde hitap edilmekteydi.

 

Karasu’daki Osmanlı mezar taşlarına göre bazı denizciler şunlardır: Salih Reis (ö.1780), Salih Reis oğlu Hüseyin Reis(ö.1848), Koç oğlu Abdullah Reis(ö.1786), Elli Altı Bölüğü Kumandanı İbrahim Reis(ö.1748), Eyyûb Reis(ö.1812), Süleyman Reis(ö.1829), Bekir Reis(ö.1847), Köseoğlu Hasan Reis(ö.1805), Genç oğlu Mustafa Reis(ö.1841), Sürmene Sarı Kona İskelesinden Ammioğlu Mustafa Reis(ö.1912), Kadyes Mehmet Reis, Kerim Beşe oğlu İbrahim Reis, Çıplak oğlu Reis, Hacı Mehmet Reis, Kalyoncu Reis, Ağvalı Hüseyin Kaptan (1898), Haralambo ve İpsiz Recep (ö.1928).