Karasu Adatepe Mahallesi'nde bugün yaşanan acı kaza sonrası bölgeye çok sayıda gazeteci ve basın mensubu gitti. Karasu basını temsilcilerinden Sakarya Kuzey Gazetesi İmtiyaz Sahibi Münir Ali Kara ve beraberindeki basın mensupları, eşi benzeri görülmemiş çirkin bir saldırıya maruz kaldı. Bir uzman çavuşun, jandarma personeline yakışmayan tavırlarına maruz kaldıklarını belirten Münir Ali Kara, Adatepe'de yaşanan çirkin olayı sosyal medya hesabında şu ifadelerle anlattı:
Askere sevgimiz sonsuz ama…
Askerlik muayenesi esnasında gözümde problem olduğu ortaya çıktı. İzmit Derince’ye sevkim gerçekleşti. Orada kurula falan girdik. Sonuçta komutan, “Hocam size çürük raporu veriyoruz. Sağ gözünüzde ciddi görme kaybı var” dedi.
Herkesin para biriktirip bedelli almak için sıraya girdiği, terörden milletin çocuklarını askere göndermek istemediği dönem…
İlk aklıma gelen soruyu sordum: “Patates de mi soyamam?”
Bir sessizlik oldu. Komutan, “Soyabilirsiniz” dedi.
“O zaman askere gitmek istiyorum” dedim.
Komutan kafasını önüne eğdi. “Ne yazayım” dedi. “Askerliğe elverişlidir yazın, bana sorarsanız” dedim.
Askerlik görevim boyunca bir kez bile kural ihlalinde bulunmadım.
Hem komutan postası olarak görev yaptım, hem de kısa dönem olmama rağmen döneceğim güne kadar nöbet tuttum.
Hiç izin kullanmadım. Hiç emre itaatsizlik etmedim.
Halen pek çok komutanımla görüşürüz.
Tüm bunları neden anlattım?
Pazartesi günü Adatepe Mahallesi’nde bir kaza meydana geldiği haberini aldık. Basın mensubu arkadaşlarımızla birlikte görüntü almaya çalışıyoruz. Çektiğimiz fotoğrafları yakınlaştırıp bir ip ucu bulabilmeyi umut ediyoruz.
O esnada bir uzman çavuş, “Çekilin oradan lan” diye bağırdı.
Biz “Lan” olmadığımız için çekilmedik. Bizim çekilmediğimizi gören uzman bu defa milleti galeyana getirmek istercesine, “Her şey bitti fotoğraf kaldı” diye bağırdı. Biz de bu kez elimizdeki profesyonel makineyi işaret ederek sessizce basın mensubu olduğumuzu işaret ettik.
Uzman daha da celallenerek, “Kimliğin var mı lan senin” diye bağırdı.
Ben de “Var” diye bağırdım.
“Göster lan kimliğini” diye bağırdı. Ben de “Göstermiyorum” diye bağırdım.
Bizden yaklaşık 50 metre uzaklıkta olan uzman koşarak ve koşarken de milleti peşine takarak karşımıza kadar geldi. Parmağını sallaya sallaya, “Sen bana kimliğimi göstermiyorum diyemezsin” diye bağırdı. Ben de, “Sen de bana parmak sallayamazsın” diye bağırdım.
Bu arada arama faaliyetleri durdu. Bizi linç ettirmek istercesine, “Biz burada işimizi yapamıyoruz. Adam bize bağırıyor” diye hiddetle kitleyi arkasına almaya çalıştı.
Araya giren pek çok kişi bizi oradan uzaklaştırdı. Uzman o esnada, “İnsanların burada acısı var. Siz ne yapıyorsunuz” demeye devam etti. Haliyle insanlar daha da hiddetle üzerimize saldırmaya başladı.
Neticede bizi bir şekilde oradan uzaklaştırdılar. Aracımıza bindik geri döndük.
Elbette konu ile ilgili yasal hakkımız saklı kalacak da…
Olay çözmek için orada olan komutan hiçbir güvenlik önlemi almamış. Koskoca vinç, onlarca kiloluk zincirleri insanların üzerinden uzatmaya çalışıyor.
Siz kendi görevinizi yapamaz hale gelmişsiniz. Vatandaş da gazeteciler de orada iyi niyetle, “Belki bir faydamız olur” diye bulunuyor. Siz kalkmış insanlara, “Lan” diye hitap ediyorsunuz.
Biz her namazımızda askerlerimiz için dua ederken, asker elbisesi içindeki kendi egosunu tatmin peşine düşüyor. Milletin içinde bağıra çağıra, basın mensubunu hedefe koyuyor. Sonuçta bir arbede çıkıyor, bir linç girişimi sağduyulu vatandaşlar sayesinde engelleniyor.
Bak güzel kardeşim!
Sen orada sorun çıkarmak için değil, olası bir sorunu çözmek için varsın.
Kimlik sormak da öyle 100 metre öteden bağıra çağıra olmaz. Kimlik sormak bir cezalandırma yöntemi değildir.
Asker elbisesi kutsaldır. Biz sana senin dilinden konuşmadıysak sana olan saygımızdan değil, giydiğin üniformaya olan hürmetimizdendir.
Eğer gerçekten işini düzgün yaparsan elbette sana saygı duyarız. Ancak kendini, insanlara “Lan” diyecek durumda sanırsan, o giydiğin elbiseyi çıkarmanı öneririz.
Zira askerin onuru vatandaşa “Lan” demeyi kabul etmez…
ADATEPE'DE NEHRE DÜŞEN BİR KİŞİ KAYBOLDU: Haberi okumak için tıklayın
